Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
2- Gayr-i Âdi Mümkin
2
2-
Gayr-i Âdi Mümkin:
Tabiat kanunlarına (Allah'ın normal eşya ve olaylardaki sünnetine) aykırı olarak
nâdiren vukua gelen mümkinlerdir. Mûcize ve kerâmetler gibi.
Her
mümkin olân şeyi -ne kadar büyük, yapılışı ince ve kompleks de olsa- Allah Teâla
yaratmaya kadirdir. Yüce Allah, gönderdiği peygamberlerinin elinde -onların
elçileri olduğuna delâlet etmek üzere- tabiata koyduğu kanunlarını bir an için
değiştirerek alâmetler (mûcizeler) de yaratmıştır.
Bütün bunların dışında Kur'ân-ı Kerim'de Cenâb-ı Allah'ın birçok sünneti
zikredilmiştir.
"Onun yanında her şey bir ölçü iledir" (Ra'd:
13/8);
"Bir toplum kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez"
(Ra'd: 13/11);
"Senden önce hiç bir insana ebedî yaşama vermedik. Şimdi sen ölürsen onlar ebedî
mi kalacaklar? Her nefis ölümü tadacaktır... ve sonunda bize döndürüleceksiniz."
(Enbiyâ: 21/34-35);
"Senden önce de şehirler halkından yalnız kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden
başka elçi göndermedik." (Yusuf: 12/109);
"Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzün önüne geçebilir. Hepsi bir
yörüngede yüzmektedirler" (Yâsin: 36/40);
Kullarım sana Benden sorarlarsa, Ben onlara yakınım. Duâ eden Bana duâ ettiği
zaman onun duâsına karşılık veririm."
(Bakara, 2/186);
"Tevbe
edip durumlarını düzeltenleri, gerçeği açıklayanları bağışlarım; çünkü Ben
tevbeyi çok kabul edenim, çok merhamet edenim."
(Bakara: 2/160);
"Siz şükreder, iman ederseniz Allah size azab edip ne yapacak! Allah şükrün
karşılığını veren, (her şeyi) bilendir"
(Nisâ: 4/147);
"Yoksa siz sizden önce geçenlerin durumu başınıza gelmeden Cennete gireceğinizi
mi sandınız? Onlara öyle yoksulluk ve sıkıntı dokunmuştu, öyle sarsılmışlardı
ki; nihâyet Peygamber ve onunla birlikte iman edenler 'Allah'ın yardımı ne
zaman?' diyecek olmuşlardı. İyi bilin ki, Allah'ın yardımı yakındır."
(Bakara: 2/214);
"Biz bir peygamber göndermedikçe hiçbir kimseye azab edecek değiliz.?
(İsrâ: 17/11);
"Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı, arkalarına dönüp kaçarlardı; sonra bir
koruyucu da bir yardımcı da bulamazlardı. Bu, Allah'ın öteden beri süregelen
yasasıdır; Allah'ın yasasında (sünnetullah'ta) bir değişiklik bulamazsın"
(Fetih: 48/22-23).
Bunların dışında Kur'ân-ı Kerim'in birçok yerinde Allah'ın daha başka İlâhî
kanunları haber verilmektedir. Orucun, namazın, cihadın sadece Hz. Muhammed
ümmetine değil, daha önceki ümmetlere de farz kılınan ibâdetler olduğu[1];
cihada çıkmayan bir toplumun yerine başka bir topluluğu getireceği[2];
eğer iman ettiğini iddiâ edenler peygambere yardım etmezse Allah'ın ona (o
peygambere) yardım edeceği[3]
Allah'ın değişmeyen kurallarıdır.[4]
[1]
Bakara: 2/83, 183, 246.
[2]
Tevbe: 9/39.
[3]
Tevbe: 9/40.
[4]
bkz. Âdetullah. Muhiddin Bağçeci, Şamil İslâm
Ansiklopedisi: 5/463-465.