Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Fâsık Kime Denir? .

Fâsık Kime Denir


Fâsık Kime Denir?



Fâsığın tanımı hakkında çeşitli tarifler
bulunmakla birlikte, terim olarak "haktan sapan, Allah'ın emirlerine itaatten
ayrılan âsi mü'min veya kâfir" diye tanımlanabilir. Bazı ayetlerde yahudiler,
hıristiyanlar, müşrikler ve münafıklardan söz edilirken çoğunun fâsık olduğu
bildirilir (Mesela, bkz. 2/Bakara, 99; 3/Âl-i İmran, 110; 5/Mâide, 47, 59).
Diğer bazı ayetlerde ise fısk ve füsuk mü'minlere nispet edilir (Bkz. 2/Bakara,
197, 282; 24/Nur, 4). Fısk ve fâsık kelimeleri hadislerde de geçmektedir. Hz.
Peygamberimiz, mü'mine sövmenin günah (füsuk) olduğunu ve fıskla itham edilen
kişinin fâsık olmaması halinde bu sıfatın itham edene döndüğünü söylemiş (Buhâri,
Edeb 44; Müsned-i Ahmed, V/181), nimetlere şükretmeyen ve belalara tahammül
göstermeyen kadınların fâsık ve dolayısıyla cehennemlik olduklarını haber
vermiştir (Müsned-i Ahmed, 3/428).

Hz. Peygamberimiz, fâsık âlimden uzak
durulmasını (Dârimî, Mukaddime 9), karga eti yiyenin fâsık olduğunu (İbn Mâce,
Sayd 19), fâsıkların cehennem ehli olduklarını (Ahmed bin Hanbel, III/428, 444)
ve bir müslümanın diğerini fâsıklıkla itham etmemesini, eğer bu ithamı yapar da
o kimse fıskın veya küfrün sahibi değilse, bu sıfatları isnat eden kimseye dönüp
onun fâsık veya kâfir olacağını (S. Buhâri, Tecrid 12/137 hds no: 1988)
bildirmiştir. Ayrıca beş hayvan için fâsık terimi kullanılmıştır. Hz. Âişe'den
gelen rivayet şöyledir: "Beş fâsık hayvan vardır ki, bunlar haremde de harem
dışında da öldürülebilir. Yılan, akrep, fare, kuduz köpek ve karga."
(Müslim, Hacc 67, 68, 69; Nesai, Menâsik 113, 114, 118, 119). Burada fâsık
terimi, zararlı haşerat anlamındadır.

İbn Hazm fıskı mü'minin farzları terkedip kötü
ameller işlemesi diye açıklamıştır. Küfrün zıddına da fıskın zıddına da iman
denir demektedir. Ona göre, büyük günah işleyen kimse, amel manasındaki imanın
zıddı olan fıska düşmüş sayılır. Küçük günahlar fısk kapsamına dahil değildir.
Fısk ile küfür farklı muhtevalara sahiptir. Fâsık, büyük günah işleyen mü'mine
verilen addır. Ebu Ya'lâ'ya göre mü'min olan fâsık, iman esaslarını benimseyip
dil ile ifade ettiği halde, namaz dışındaki farzları terkeden, haramları işleyen
kimsedir ve böyle kimsenin imanı olsa da eksiktir. M. Reşid Rıza ise fıskı,
yasaklanmış fiillerden birini yapmak suretiyle şeriatın koyduğu sınırların
dışına çıkma şeklinde tarif etmiştir. Ona göre Kur'an'da üzerinde durulan fısk,
Allah'ın yaratıkları hakkında koyduğu fıtrat ve hidayet çizgisinden ayrılmaktır.
Şer'î bir kavram olarak küfrün dışındaki günahlardan birini işleyen kimseye
fâsık denir.

Bâkıllânî'ye göre fısk, ilahî emirlere isyan
edip hak yoldan çıkmaktır. Fâsık ise, sürekli fısk içinde kalan ve büyük cezaya
müstahak olan kişiyi ifade eder. Abdülkahir Bağdadi fıskı, büyük günah işlemek
veya mazereti bulunmaksızın farzları terketmek diye tanımlamıştır. Fahreddin
Râzi'ye göre fısk, dinin koyduğu sınırların dışına çıkmaktır. Bütün günahlar
fıskın kapsamına dahildir. Fâsık, Allah'a itaat etmekten büyük ölçüde çıkıp
dinin sınırlarını aşan kimsedir. Râgıb el-İsfahani'ye göre az veya çok olsun her
günah fısktır. Fâsık ise şeriatın hükümlerini benimseyip ikrar ettikten sonra
bunların tamamını veya bir kısmını ihlal eden kimsedir. Taftazani ise, fıskı,
herhangi bir ilmî te'vile dayanmadan büyük günah işlemek veya küçük günahları
çokça yapmak diye tanımlamıştır.

Mâturidi'ye göre fâsık kelimesi, tıpkı fâcir
gibi mutlak olarak kullanıldığı zaman, kâfir anlamına gelir. Bununla birlikte
fısk, verilen emrin dışına çıkmak demektir ve mü'minin de bazen ilahî emirlerin
dışına çıkması mümkün olduğundan fâsık her zaman kâfirle eş anlamlı kabul
edilmemelidir; zira büyük günah işleyen mü'min karşılığında da kullanılır.
Nesefi'ye göre mutlak fâsık, ilahî emirlere hiçbir noktada itaat etmeyen ve her
bakımdan âsi olan kimsedir ki buna kâfir denir. Mü'min fâsık ise, iman
esaslarını tasdik ettiği halde tembellik, gaflet ve şehvet sebebiyle ilahî
buyruklardan birine itaat etmeyen kişi olup sadece bir veya birkaç noktada fısk
içinde bulunur.

Fısk ve fâsık terimlerinin tarifleriyle
kapsamları konusunda bazı farklı görüşler benimsemelerine rağmen hemen bütün ehl-i
sünnet âlimleri, ehl-i kıbleden olan fâsığın mü'min olduğu noktasında ittifak
etmişlerdir. Sünnî âlimlere göre fâsık mü'min, işlediği günaha göre kısas, had,
ta'zir vb. cezalara çarptırılır. Tevbe etmeden öldüğü takdirde, durumu Allah'ın
iradesine bağlı olup, O dilerse doğrudan doğruya veya şefaatçilerin şefaatiyle
onu affeder, dilerse cehennemde azaba uğrattıktan sonra cennete koyar. İlahî
emirler, iman ve amel olmak üzere ikiye ayrıldığına göre ikisine de uyan kâmil
mü'mindir; ameli eksik olan ise fâsık mü'mindir. Zira fısk, daha çok amelle
ilgili bir kavramdır. (2)

Fâsık, dinin emir ve yasaklarını hafife alacak
derecede günaha dalar, te'vil edilemeyecek şekilde fıskını izhar ederse küfre
düşmesinden korkulur; böyle bir kimse bazı âlimlere göre kâfir olur. Fısk,
imandan küfre geçişin bazen kuvvetli bir tehlike halini alabildiği hassas bir
nokta oluşturabilmektedir. Bütün bunlarla birlikte İslam âlimlerinin büyük
çoğunluğu fıskı, kebâir (büyük günahlar) işleyerek Allah'a itaatten uzaklaşmak
diye tanımlar ve fâsığı inkâra sapmadığı sürece mü'min sayarlar. Dinî ıstılahta
fısk, genellikle ?imandan çıkarmayan' yasaklanmış eylemler anlamında
kullanılmıştır.

İnsanın nefsini hesaba çekmesi sanıldığı kadar
kolay değildir. Çevre kültürünün baskısı altında kalan akıl ve daima kötülüğü
emreden nefis, meşrû (İslamî) olmayan amelleri gündeme getirir. Bir İslam
mütefekkiri, ?her günah tıpkı şarap gibi sarhoş etseydi, yeryüzünde ayık gezen
hiç kimseyi göremezdin? diyerek, önemli bir noktaya işaret etmiştir. Sırat-ı
müstakime riayet eden bir mü'min, değişik sebeplerin etkisi altında gayr-ı meşrû
amellerde bulunabilir. İşte bu noktada fısk kavramı karşımıza çıkar. (3)


Fıskla ilgili ayetlerden anlaşılacağı gibi, fısk,
doğru yoldan sapmayı ve Allah'ın yasakladığı fiillerde bulunmayı ifade
etmektedir. Fıskın sonu helak ve cehennem ateşidir. Kâfirler, münafıklar ve
müşrikler mutlak anlamda fâsıktırlar; aynı şekilde zâlimler de fâsıktır. Fıskın
Kur'an'da ?füsuk? olarak ifade edilen ve mü'minin işlediği ?mü'minlerle
alay etmek ve onları hoş olmayan lakaplarla çağırmak? gibi ve benzeri
amellerden tevbe edilmezse, yine azabı hak edici olmakta ve fâsıklar, cehennem
azabından kurtulamamaktadır. Her kâfir, münafık ve müşrik, en azından küfrü,
yalanlaması, nifakı ve şirki yüzünden fâsıktır. Küfür, nifak ve şirkin dışında
daha başka fısk olan ameller de vardır. Mü'min, aslında temel vasıf
olarak kâfir, münafık veya müşriğin sıfatı olduğu halde, bu amelleri
işleyebilir; böylece fâsık olan mü'min, tevbe etmezse azabı hak eder. Mü'minin
işlediği fısk onu fâsık yapar. Fısk, temelde bir küfür eylemidir; fakat fısk,
küfrün itikadî amelini değil; fiilî amelini ifade eder. Yani, el, ayak, göz, dil
gibi organların işlediği yasaklanmış ameller fısktır ve bunları işleyen mü'min,
itikadî yönden imanda ise de, işlediği fiil yönüyle amelî küfür içindedir. Demek
oluyor ki fısk, küfrün fiilî/amelî yönünü ifade eden bir kavramdır. (4)

Alimler, fıskı
daha çok ?büyük günahları irtikâp etmek? olarak tarif etmişlerdir. Bazı âlimler
ise, günahları küçük görmek ve onlarda ısrar etmek de fısktır derler. Genel
olarak fıskın üç mertebesi vardır. Birincisi, günahı çirkin kabul etmekle
beraber, yine de zaman zaman şeytanın vesvesesine veya nefsine uyup günah
işlemektir. İradesi zayıf olan insanlarda bu hal tekerrür eder. İkincisi: Günah
olduğunu kabul ve ikrar ettiği halde, sık sık aynı haramları işlemektir. İçki
tiryakilerinde veya kumar düşkünlerinde bu hal görülür. Üçüncüsü: Haram olduğunu
inkâr edip, ısrarla fısk olan davranışı yapmaktır. Fıskın birinci ve ikinci
mertebelerinde bulunan müslümanın tevbe etmesi gerekir. Üçüncü mertebede bulunan
insanın ise, müslüman olduğunu iddia ediyorsa, bu yaptığı fısk onu küfre
düşürdüğünden tecdid-i iman etmesi ve İslam'a teslim olması şarttır.

FISK VE FÂSIK ..
Fâsık Kime Denir? .
Fıskın Çeşitleri
1- İnançla İlgili Fısk
2- Dinî Emir ve Yasaklarda Gevşeklik ve İhmal
FISK ..
A- Fısk Sayılan Davranışlar
A1- Allah ve Peygamber İnancıyla İlgili Fısk Sayılan Tutum ve Davranışlar
a- Allah'ı İnkâr veya Şirk Koşma
b- Allah'ın Âyetlerini Yalanlama
c- Münafıklık
d- Allah'ı Unutma
e- Allah'ın İndirdiği Hükümlerle Hükmetmemek
f- Başka Bir Şeyi Cihada Tercih Etmek
A2- Diní Emir ve Yasaklar Konusunda Fısk
a- Şirk Koşmak, Fala Bakmak, Haram Olan Etleri Yemek
b- Alay Etmek, Kötü Lakap Takmak, Çirkin Söz
c- Yalancı Şahitlik ve Yalan Haberler Yaymak
d- Teref (Mal Varlığı İle Şımarma)
e- Ahde Vefa Göstermemek
f- Lût Kavminin Çirkin Fiili
g- İsrailoğullarının Bazı Tutum ve davranışları
B- Fısk'a Düşmenin (Fasık Olmanın) Sonuçları
1- Allah (cc) Fasıklardan Razı Değildir
2- Allah (cc) Fasıkları Hidayete (Doğru Yola) Eriştirmez
3- Dünyada Azap
4- Helâk Edilme
5- Ahiretteki Ceza
C- Fasıklığın Sembol Tipleri
D- Fısk'ın Çeşitleri
FISK - FASIK ..
Fıskın Tanımı ve Mâhiyeti
Fâsık Kime Denir? .
Fıskın Çeşitleri
1- İnançla İlgili Fısk .
2- Dinî Emir ve Yasaklarda Gevşeklik ve İhmal
Fıskın Sosyal Niteliği
Fısk Davranışlarının Sonucu .
a- Allah, Fâsıkları Hidayete Eriştirmez, Onlardan Râzı Olmaz .
b- Dünyevî Azap ve Helâk .
c-Uhrevî Azap ve Cehennem ..
Fıskın Sembol Tipleri
Büyük Günahlar
Büyük Günah İşlemenin Neticesi
Küçük Günahlar
Muhâtaba Göre Günahlar
a- Fasık Kime Denir? .
b- Fasık Kavramının Anlam Sahası
c- Kur'an'a Göre Fasıklar