Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Hadis-i Şeriflerd  Hicret Kavramı

Hadis





Hadis-i Şeriflerde
Hicret Kavramı:

"(Allah'a) Şirk/ortak koşan
bir müşrik müslüman olduktan sonra, kâfirlerden ayrılıp müslümanlar arasına
katılmadıkça Allah, onun hiçbir amelini kabul etmez." (İbn Mâce, Hudûd 2,
hadis no: 2536; Nesâî, Zekât 73, hadis 2558)
"Ben, müşriklerle beraber
yaşayan müslümanlardan berîyim/uzağım. Müslümanlarla müşriklerin ateşleri
birbirini görmesin." (Nesâî, Kasâme 25, hadis no: 4753;Tirmizî, Siyer 41,
42, hds. 1654; Ebû Dâvud, Cihad 105, hds. 2645)

?Müşriklerle beraber oturmayın, onlara karışmayın; kim onlarla birlikte oturur
veya onlara karışırsa onlar gibidir.? (Tirmizî,
Siyer 42)

"Hicretten sonra hicret olacaktır. Yeryüzünün en hayırlıları, Hz. İbrahim'in
hicretini kendisine örnek alanlardır." (Ebû
Davûd, Cihad)

"Memleketler, Allah'ın memleketleridir. Kullar da Allah'ın kullarıdır. Nerede
hayır bulursan orada yerleş." (İbn Kesîr,
Tefsirü'l-Kur'âni'l Azim, II/14)
Ashâbdan biri sordu: 'İslâm'ın
alâmetleri nelerdir?' Rasûlullah buyurdu: "Azîz ve Celîl olan Allah rızâsı
için müslüman oldum, küfrü, isyanı bıraktım demen, namazı kılman, zekâtı vermen,
müslümanların malı, can ve ırzlarının birbirlerine haram olduğunu, müslümanların
birbirlerine yardım eden kardeşler olduklarını kabul etmen ve Aziz ve Celîl olan
Allah'ın, müşrikler arasında iken İslâm'ı kabul ettiği halde onları bırakıp
müslümanların içine gelmeyen kimsenin hiçbir amelini kabul etmeyeceğini
bilmendir." (Nesâî, Zekât 73, hadis no: 2558; İbn Mâce, Hudûd 2, hds. 2536)
"Düşmanla çarpışıldığı
sürece hicret devam eder." (Ahmed bin Hanbel, V/270)
Abdullah bin Vâğıt es-Sâdî
(r.a.)den: "Bir heyetle Rasûlullah (s.a.s.)'ın huzuruna geldik. Her birimiz
ihtiyacını arz ediyordu. Rasûlullah (s.a.s.)'ın huzuruna en son ben çıktım ve: 'Ya
Rasûlallah, geride adamlarımı bıraktım. Onlara, "hicret kesildi" diyorlar,
dedim. Rasûlullah (s.a.s.): "Kâfirlerle savaş devam ettikçe hicret kesilmez"
buyurdu." (Nesâî, Bey'at 15, hadis no: 4156)
?Tevbe sona ermedikçe hicret
sona ermez; güneş batıdan doğuncaya kadar da tevbe son bulmaz.? (Dârimî,
Siyer 70)
"Ameller/eylemler, niyetlere
göre değerlendirilir. Kim Allah ve Rasûlü için hicret ederse o, Allah ve Rasûlü
için hicret sevabını alır. Kim de elde etmek istediği dünya malı, ya da
evleneceği kadın için hicret ederse onun hicretinin karşılığı da hicret ettiği
şeydir." (Buhârî, Vahy 1; Müslim, İmâret 33)
"Ortalık kargaşa içindeyken
ibâdet etmek, bana hicret etmek gibidir." (Müslim, Fiten 130; Tirmizî, Fiten
31; İbn Mâce, Fiten 14)
"Müslüman, dilinden ve
elinden müslümanların selâmette kaldığı kimsedir. Muhâcir de, Allah'ın
nehyettiği şeyleri terk edendir." (Buhârî, Rikak 71; Müslim, İman , 4,
64-66; Ebû Dâvud, Cihad 2, hadis no: 2481, Cihad 4, Vitr 11; Tirmizî, İman
2762-2763; Nesâî, İman, hds no: 4963; İbn Mâce, Fiten, hds. 2934; Dârimî, Rikak,
hds. 2715)
?Muhâcir, Allah'ın
yasakladığı şeylerden uzaklaşan ve onları terkeden kimsedir.? (Buhârî, İman
4, Rikak 26; Ebû Dâvud, Cihad 2)
Bir
adam, Rasûlullah (s.a.s.)'a sordu: ?Yâ Rasûlallah, hangi hicret daha
fazîletlidir?? Allah'ın elçisi buyurdu ki: ?... Allah'ın yasakladığı/haram
kıldığı şeyleri terk etmendir.? (Nesâî, Biat 12, hadis no: 4148; Ebû Dâcvud,
Vitr 12, hds. 1449, Dârimî, Salât 135, hads 1431)
"Fitne zamanında ibâdet,
bana hicret etmek gibidir..." (Müslim, Fiten 26, hadis no: 2650; Tirmizî,
Fiten 28, hds. 2297; İbn Mâce, Fiten, 14, hds. 3985)
"İslâm, şüphesiz garip
olarak başladı ve (günün birinde) garip hale dönecektir. Ne mutlu gariplere!"
"Garipler kimlerdir?" diye soruldu. Rasûlullah (s.a.s.): Kabilelerinden
(İslâmiyet için) uzaklaşanlardır." (İbn Mâce, Fiten 15, hadis no: 3988)
?Eğer hicret şerefi
olmasaydı, ben muhakkak ensârdan bir fert olmak isterdim.? (Ahmed bin Hanbel,
II/315; Müslim, Zekât 139)
?Allah'ım! Ashâbımın
hicretini kararlı kıl; onları topukları üzerinde tekrar geriye döndürme.?
(Müslim, Vasıyye 5)
"Yâ Rasûlallah, insanların
hangisi daha fazîletlidir?" diye soruldu. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.s.),
"Canıyla, malıyla Allah yolunda cihad eden mü'mindir." Buyurdu. Sahâbîler:
"Sonra kimdir?" dediler. Rasûlullah (s.a.s.): "Vâdîlerden bir vâdî içinde
(yalnızlığa çekilen) bir mü'mindir ki, o, Allah'tan korkar da insanları kendi
şerrinden rahat bırakır" buyurdu. (Buhârî, Cihad ve's-Siyer 5; Müslim, İmâre
34, hadis no: 122-123)
Abdullah bin Amr (r.a.)
anlatıyor: "Bir adam, Rasûlullah (s.a.s.)'a: 'Yâ Rasûlallah, hangi hicret daha
fazîletlidir?' diye sordu. Rasûlullah (s.a.s.) da: "Allah'ın yasakladığı
(haram kıldığı) şeyleri terk etmendir" buyurdu. Ve devamla: "Hicret, iki
kısımdır: Şehirlilerin hicreti ve çölde yaşayanların hicreti. Çölde yaşayanın
hicreti, vazifeye çağrıldığında gelmesi, emrolunduğu şeyi yapmasıdır.
Şehirlilerinki ise, çölde yaşayanınkinden daha ağırdır. Ecir ve sevâbı da daha
çoktur." (Nesâî, Bey'at, hadis no: 4148, Zekât hds. 2516; Ebû Dâvud, Vitr,
1449; Dârimî, Salât, hds. 1431)
Ya'lâ (r.a.) şöyle demiştir:
"Mekke'nin fethi günü babamı, Rasûlullah (s.a.s.)'ın huzuruna getirerek: 'Yâ
Rasûlallah, babamın hicret etmesi husunda bey'atını kabul buyur' dedim.
Rasûlulah da: "Hicret kesildi, cihad etmesi hususunda bey'atını kabul
ediyorum" buyurdu." (Nesâî, Bey'at, 15, hadis no: 4151)
Mucâşî İbn Mesûd (r.a.) şöyle
dedi: "Mekke'nin fethinden sonra ben, kardeşim (Mucâlid) ile Rasûlullah
(s.a.s)'a geldim ve: 'Ya Rasûlallah, kendisiyle hicret etmek üzere bey'at etmen
için sana kardeşimi getirdim' dedim. Rasûlullah (s.a.s.): "Hicret etmiş
olanlar, ondaki fazîletle gitmişlerdir" buyurdu. 'Şimdi sen onunla ne üzere
bey'at edeceksin?' diye sordum. "Ben onunla, İslâm, iman ve cihad üzere
bey'at edeceğim" buyurdu. (Buhârî, Meğâzî, 311-312; Müslim, İmâre, 83-84)
"Fetihten (Mekke'nin
fethinden) sonra (Medine'ye) hicret yoktur. Ancak cihad ve niyet vardır. Allah
yolunda savaşa çağrıldığınız zaman koşunuz." (Buhârî, Cihad ve's-Siyer 2;
Müslim, İmâre 85-86; Ebû Dâvud, Cihad 2, hadis no: 2480; Tirmizî, Siyer 32, 33
hds no: 1638; Nesâî, Bey'at 15, hds no: 4153, Cihad 9, hds 2773; Dârimî, Siyer
49, hds 2515, Siyer 69)
Hadis-i şerifte bitmiş olduğu
beyan edilen "hicret", Mekke'den Medine'ye yapılan hicrettir. Hicret, hangi
mekân ve hangi zamanda olursa olsun, şartları oluştuğunda gündeme gelen bir
ibâdet ve şartlar çerçevesinde işlenen bir eylemdir. Hadis, Mekke'den hicreti
kaldırmış ise de müslümanlara baskı yapılan her küfür diyarından İslâm yurduna
hicret, farz olarak sürmektedir.