Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Müslüman Cemaatin İmtihanı

Müslüman Cemaatin İmtihanı



Müslüman
Cemaatin İmtihanı


İmtihan, fert
ve toplumlar için geçerli olduğu gibi, Allah'a dâvet eden, emr-i bi'l ma'ruf
yapan müslüman cemaat için de geçerlidir. Allah yolunda cihadları esnasında
mü'min bireylerin başlarına gelen belâ ve musibetler aynen müslüman cemaatin de
başına gelir. Müslümanlar fert veya cemaat olarak, ellerinden mallarının cebren
alınması, hapsedilmeleri, asılsız suçlamalarla işkencelere mâruz kalmaları
türünden eziyetler görebilirler. Özellikle zamanımızda, bu konuda aleyhteki
propaganda araçları artmıştır. Hele bir de müslüman cemaatin hasmı; malı, nüfuzu
ve yetkisiyle etkili biri ise veya yöneticilerin kendileri cemaatin hasmı ise...
Bu durumda müslüman cemaatin, hasımlarını istedikleri gibi, etkisiz hale
getirebilmeleri için sabır ve takvâya sımsıkı sarılmaları gerekmektedir.


?Andolsun ki, mallarınız ve
canlarınız konusunda imtihana çekileceksiniz ve sizden önce kendilerine kitap
verilenlerden ve müşriklerden birçok üzücü sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder
ve takvâ gösterirseniz, muhakkak ki bu, (yapılacak) işlerin en değerlisidir.?
(Âl-i İmran: 3/186)

Müslüman cemaat bilmelidir ki,
başına gelen her türlü imtihan, ilâhî dâveti kendisine dâvâ edinmiş müslüman
cemaatleri hazırlamada geçerliliğini koruyan Allah'ın bir kanunudur, yani
sünnetullahtır. Bu zorlu ve meşakkatli imtihan, cemaat için büyük bir hayırdır;
çünkü bu imtihan sayesinde fertlerinin metânetli olanı zayıf olanından, iman
dâvâsında dürüst olanı yalancı veya iki yüzlü olanından ayrılır.

"Allah mü'minleri (şu) üzerinde
bulunduğunuz halde bırakacak değildir; temizi pisten ayıracaktır. Ve Allah sizi
gaybe vâkıf kılacak değildir..."
(Âl-i İmran: 3/179)

Gaybe vâkıf olamadığımızdan,
kimin münâfık, kimin samimi mü'min olduğunu anlamamız için âfetler, sıkıntılar,
musibetlerle imtihan oluruz ki münâfık mü'minden ayrılmış olsun.

Müslüman cemaatin saflarını
arındırmak; fert ve üyelerinin imanlarında sahtekâr, ikiyüzlü veya metânetsiz
olanın bilinmesi; dürüst ve sağlam olanlarının seçilmesi, ancak cemaatin eziyet
ve sıkıntılara mâruz kalması sonucunda gerçekleşebilir. Sıkıntılar, dayanıklı ve
tutarlı olanı olmayandan ayırdığı gibi, dürüst olanlarla olmayanların birbirine
karışmalarını, aralarında bir yanlışlık ve hatanın olmasını önler. Bu
seçim/ayırım, müslüman cemaat için cidden zaruridir. Çünkü, cemaate birtakım
insanlar katılır, cemaatin üyesi görünür. Bazen dürüst mü'min, bazen yalancı
ikiyüzlü, bazen imanında metânet sahibi, bazen zayıf ve korkak, bazen de cemaate
aşırı ve samimi mensubiyet arzeden tavırlarla dengesiz bir görünüm sergilerler.
Yine, cemaatin gerçek maksatlarına ters düşen istismar, parsa ve ganimet
toplamak, fitne çıkarmak, casusluk ve başka sebeplerden dolayı da topluluğa
katılmış olanlar da çıkabilir. İşte burada, gerçek cevherin, içine karışan metal
parçalardan ayrılması için ateşin gerekliliği gibi, cemaat üyelerinin iyi ve
kötüsünü ayırmak için de sıkıntı ve zorlukların olması zaruridir.

Müslüman cemaatin denenmesindeki
hikmet: Müslüman cemaatin sıkıntılarla denenmesi sayesinde cemaat, gerçek
gücünün ölçüsünü anlar. Cemaatin gücü, doğruluk, ihlâs ve sebatı çeşitli
sınavlardan geçerek belli olan üyelerin gücü ile doğru orantılıdır. Aslolan
cemaatin üye sayısı değil; gerçek gücüdür.[1]









[1]
Abdülkerim Zeydan, İlâhî Kanunların Hikmetleri,
s. 125-128.
Ahmet Kalkan, Kur'an Kavram Tefsiri.