Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

b- Teyakkuz

b



b- Teyakkuz:


Teyakkuz, tehlike ya da düşmana
karşı uyanık ve hazırlıklı olmak demektir. Gaflet etmemektir. Uyanıklık,
muhtemel düşmanın cinsine, gücüne ve arzettiği tehlikeye göre, eldeki nimeti ve
değerleri korumak için karşı tedbir almak ve hazırlık yapmak açısından
önemlidir. Yoksa başlı başına ya da kuru kuruya teyakkuz hali hiçbir şeye
yaramaz.
Ne var ki, hazırlıklı olmasına
rağmen uyanık davranılmazsa, gaflet uykusuna yatılırsa, hazır imkanlar da
kendiliklerinden koruma görevini yapamazlar. Demektir ki, uyanıklık derken,
gerekli hazırlığa sahip bir uyanıklığı kasdetmekteyiz. Öte yandan, teyakkuz
halinin kıvam ve süresini eldeki korunacak nimet ve değerler etkiler. Bu noktada
müslümanların korumakla yükümlü oldukları değer, müslümanlıkları, yani imanları
olduğuna ve imanın da ebedi hayatta, ahiret yurdunda yegâne kıymet ölçüsü
bulunduğuna göre, saptırıcılara karşı gösterilecek uyanıklığın her şartta
kesintisiz olarak ömür boyu sürecek bir nitelik ve nezakette olduğu
kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Bir ömrü dolduracak olayların neler olabileceği
ise, gözlerimiz önündedir. İnsanın tahammül sınırlarını zorlayan olaylar
karşısında bile gösterilecek uyanıklığın imana ve sırat-ı müstakime sahip çıkmak
ve devam etmek açısından gereği ve önemi pek açıktır.
Aşırı sevinç ya da aşırı üzüntü
halleri, direnç gücünün iyice zayıfladığı, her türlü telkin ve iğfale müsait bir
zemin niteliğindedir. Bunun için uyanıklık özellikle bu hallerde yararlı
olacaktır. Sevgi ve iltimas mevkii ile kin ve nefret mevkii de uyanıklığa ve
imanî murakabeye en çok muhtaç olduğumuz anlardır. Teyakkuz halinin en güçlü
destekçisi her şartta itidal'i kaybetmemektir. İtidal, İslam'a razı olmakla
temin edilir. Teyakkuzun en tehlikeli köstekçisi ise, kötü alışkanlıklardır.
Kişiyi, uyanıklık ve elindeki
nimet kadar, düşman hakkında edindiği bilginin sağlamlığı ve gerçeğe uygunluğu
da etkileyecektir. İstihbarat, teyakkuzun vazgeçilmez şartıdır. Çünkü
bilinmektedir ki, "(Ehl-i) hak gaflet etmedikçe (ehl-i) bâtıl ayaklanamaz."
(El-İbdâ', s. 7) Kur'an-ı Kerim ve sünnet-i seniyyenin verdiği haberler yanlış
ve yanıltıcı olamayacağına göre, müslümanlar sırat-ı müstakimdeki yolculukları
için bu iki kaynaktan elde ettikleri istihbaratın gereğini eksiksiz yerine
getirmek zorundadırlar.