Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Rükûnun Mânevî Hastalıklar Kadar, Maddî Hastalıklara da Şifâ Olması
Rükûnun Mânevî Hastalıklar Kadar
Rükûnun Mânevî
Hastalıklar Kadar,
Maddî
Hastalıklara da Şifâ Olması
Tüm ibâdetler, sadece Allah'ın
rızâsını kazanmak için yapılır. Dünyevî bir gaye için yapılan şey, Allah'a
ibadet ve sevap olmaktan çıkar. Zaten Allah'a ibadet; Allah'ın emrettiklerini,
usûlüne uygun olarak Allah rızâsı için yapılan şeydir. Ama, bunun yanında her
ibadetin dünyaya yönelik nice faydalı yönleri, yani hikmetleri vardır. Allah,
zararlı bir şey emretmez; Bizim için hayırlı ve güzel olan şeyleri emreder.
İbadetlere -hâşâ- Allah'ın bir ihtiyacı yoktur; bizim ihtiyacımız vardır. Namaz
ve rükû, özellikle mânevî hastalıklarımıza şifâ kaynağıdır. Kalbi, ruhu, nefsi
arındırır namaz: "Muhakkak namaz, fahşâ ve münkerden (hayâsızlıktan ve
kötülükten) alıkoyar." (29/Ankebût, 45).
Sadece manevî hastalıklara
değil, maddî hastalıklara da şifâdır namaz ve rükû. Rükû ve secdeler, bütün
organları canlandıran kan dolaşımı için en iyi bir usûldür. Onun için namaz,
sindirimi takviye edici bir ilâçtır. Rükû, sırt ve mide kaslarını takviye eder,
aynı zamanda midenin cidarı üzerinde meydana gelen yağları giderir. Rükû ve
secde, kasların zâfiyeti ile bezlerin hareketli olmasından meydana gelen mide
cerahatlenmesi gibi hastalıklardan muhafaza eder. Rükûda ve namazın diğer
rükünlerinde kol, bacak ve kafa hareket eder; bu hareketler, bütün kaslara,
eklemlere ve kemiklere ulaşır. Namaz, vücudun üst tarafındaki kanı indirme
ameliyesi gösterir. Bu sebepten, tansiyon yüksekliğinden muzdarip hastalar,
namazı tam olarak kılarlar, rükûda mutmain olarak kalır, tâdil-i erkâna riâyet
ederlerse açıkça faydasını görürler. (4)