Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Kur'an-ı Kerim'in Doğu ve Batı Dillerindeki Tercemeleri

Kur


Kur'an-ı Kerim'in Doğu ve Batı Dillerindeki Tercemeleri



Kur'an-ı Kerim'in İslam'ın ilk devrinden
itibaren başka dillere tercüme edildiğine dair örneklere rastlamaktayız. Prof.
M. Hamidullah Le Saint Coran adlı
Fransızca tercemesinin mukaddimesinde, Kur'an-ı Kerim'in terceme tarihi adlı
bölümünde (Le Saint Coran İntroduction, 36-38), aslen İran'lı olan Selman
el-Fârisî'nin, Fâtiha'yı farsçaya terceme ettiğini, keza hicrî 127 senesinde
Kur'an'ın berberîceye çevrildiği, el-Câhiz'in (255/869) beyanına göre, Musa b.
Seyyar el-Esvari'nin, Kur'an'ı talebelerine hem arapça, hem farsça tefsir
ettiği, keza Buzurg b. Şehriyar'ın ifadesine göre, 270/883 senelerinde Kur'an'ın
Hind diline terceme edildiği bildiriliyor. Samanoğullarından Mansur b. Nuh
devrinde (354/956) bir heyet Kur'an'ı farsçaya terceme etmiş, bu esere Taberi
tefsirini ek olarak ilave etmişlerdir. Bu heyetin, Kur'an'ı türkçeye de terceme
ettiği söylenmektedir. Aynı devreye ait, mütercimi belli olmayan bir tercemenin
Cambridge'de olduğu söylenir. Bunlardan başka hicri 5. ve 6. asırlara ait
Surabadi İsfaraini (471/1049), Zahidi (519/1125) ve Hoca Abdullah Ensari'nin
tercemeleri günümüze kadar ulaşmıştır. Hoca Abdullah bu eserinin, 107 tefsirden
istifade edilerek toplandığını kaydeder. Hatta müsteşrik Mingana, Kur'an'dan
kısımlar ve reddiyeleri ihtiva eden süryanice bir eserin parçalarının el-Haccac
b. Yusuf devrine ait olduğunu zikreder.

Kur'an-ı kerim'in ilk latince tercemesi 1143
tarihinde Robertus Ketenensiz (Robert of Retina) ile Dalmaçyalı Hermannus
tarafından yapılmış ise de, bu terceme ancak 1543 senesinde Luter'in tavsiyesi
üzerine Theodor Bibliender tarafından neşredilmiştir. Bu neşir tarihinden bir
asır kadar sonra Slezyalı rahip Dominicus, izahlı bir Kur'an tercemesi
hazırlamış, fakat bu eser yazma olarak kalmış, basılmamıştı. Bunlardan başka
1698'de basılan tefsirli ve tenkidli bir Kur'an tercemesi, bu tercemelerin en
iyisi addedilir. Bu terceme Ludovicus Maraccius (Maracci) tarafından
yapılmıştır.



Kur'an-ı Kerim hemen hemen bütün avrupa
dillerine terceme edilmiştir. İlk fransızca tercemesi 1647'de A. du Ryer
tarafından yapılmıştır. Bundan sonra M. Savary, B. Kasimirski, R. Blachere, E.
Montet ve M, Hamidullah'ın yapmış olduğu tercemeler meşhur olmuştur. Fransızcada
bunlardan başka 30'a yakın terceme vardır. İngilizcede de G. Sale, J. M. Rodwell,
F. H. Palmer, A. J. Arberry, Muhammed Ali gibi şahısların tercemeleri yanında
50'den fazla terceme bulunmaktadır.
Diğer avrupa dillerinde de ur'an
tercemeleri çok yaygındır. Bu hususta tafsilata girişmek istemiyoruz
(M. Hamidullah, Macit Yaşaroğlu, Kur'an-ı Kerim
Tarihi ve Türkçe Tefsirler Bilbiyoğrafyası, 77-88; Le Saint Coran İntroduction,
36-38). Batı dillerinde yaygın
olan Kur'an tercemesi şark dillerinde de bol miktarda bulunmaktadır. Türk, İran,
Çin, Urdu, Hindu, Malaya, Bengale, Cava ve Japon dillerinde de tercemeler
vardır.

Kur'an-ı Kerim'in Türkçe tercemelerine uygur,
arap ve latin harfleriyle rastlamaktayız. Uygur harfleriyle Kur'an'ın tam bir
tercemesi yoktur. Ancak bazı ayetlerin parçaları ele geçmiştir. Prof. Reşit
Rahmati Arat 1951 senesinde İstanbul'da neşrettiği Edip Ahmed b. Mahmud
Yükenki'nin, Atabetü'l-Hakayık'ında bazı ayetlerin tercemesine rastlandığını
söylemektedir (Kur'an-ı Kerim Tarihi,
72-73; Abdulkadir İnan, Kur'an-ı Kerim'in Türkçe Tercemeleri Üzerinde Bir
İnceleme). Arap harfleriyle, Kur'an'ın en eski tercemesi Ebu Ali el-Cubbai el-Huzistani'ye
(303/915) ait olduğu söylenirse de bu tercemeye ait bir ize rastlanılamamıştır.
Başka bir nüsha, 1914 senesinde Prof. Dr. Zeki Velidi Togan'ın Türkistan'da
bulduğu nüshadır ki, müellifi meçhuldür. Bu terceme halen Leningrat'taki Asya
müzesinde ?Anonim tefsir? adı ile korunmaktadır. Yine müellifi meçhul, fakat tam
bir nüsha İstanbul Türk-İslam Eserleri Müzesi 73 noda kayıtlı olan terceme
?734/1333) yılında Muhammed İbnu'l-hace Devletşah eş-Şirazi tarafından istinsah
edilmiştir. Bu nüshayı Abdulkadir Erdoğan, Vakıflar Dergisi'nde tanıtmıştır.
Keza 764/1363 senesinde istinsah edilen ve Hekim oğlu Ali Paşa Kütüphanesinde
951 no da bulunan nüsha da ilk tercemelerdendir.

Abdulkadir İnan'ın tetkikine göre, yukarıda
zikredilen üç nüshanın, tercemeleri birbirine uygun ve çok yakın olduğunu
söylemekte ve bunların hepsinin bir asıl nüshadan geldiğini ilave etmektedir.
Yine bu zata göre, Kur'an'ın ilk tercemeleri miladi 11. asra kadar inmektedir.
Fakat bugün elde mevcut en eski türkçe tercemeleri 14. asra ait bulunmaktadır.
Asırlar boyunca latin harflerinin kabulüne kadar, yüzlerce terceme yapılmış,
bunların ekserisi hayır sahipleri tarafından çeşitli kütüphanelere ve camilere
vakfedilmiştir. Şahısların elinde veya hususi kütüphanelerde de bol miktarda
bulunmaktadır. Kur'an'ın türkçe tercemelerine ait bilbiyografyalar bu bakımdan
daima eksik kalmaktadır. Her an Anadolu'nun çeşitli kütüphane ve camilerinden
veya hususi kütüphanelerden yeni ve kıymetli tercemeler çıkma ihtimali
kuvvetlidir. Eski Türkçe tercemelerin ekserisi kelime kelime yapılmıştır. Ord,
Prof. Süheyl Ünver, Osmanlı Türkçesiyle yazılmış ve kelime kelime yapılmış olan
tercemelerin, muhtelif kütüphanelerimizdeki sayısının 60'a vardığını
söylemektedir (Cerrahoğlu, Tefsir Usûlü,
221-223).

Latin Harfleriyle Yapılan Tercemeler:
Latin harfleriyle yapılmış tercemelere gelince, sayıları hayli çoktur ve
gittikçe artmaktadır (Bkz. Son sayfa: Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek
Kaynaklar -Mealler-).