Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Kur'an Okuma ve Hatta Öğretme Karşılığında Ücret Almayı Yasaklayan Bazı Hadis-i Şerifler
Kur
Kur'an Okuma ve Hatta Öğretme
Karşılığında Ücret Almayı Yasaklayan Bazı Hadis-i Şerifler
"Her kim Allah'ın rızâsı
için öğrenilmesi gereken bir ilmi, sadece bir dünya metaı elde etmek için
öğrenirse, Kıyâmet gününde cennetin kokusunu duyamaz." (Ebû Dâvud, İlim 12;
İbn Mâce, Mukaddime 23; Müsned, II/338)
Ahmed bin Hanbel'in Abdurrahman
bin Şibl'den rivâyet ettiği hadis: "Kur'an- Kerim'i okuyun, onu (dünya
menfaatlerine vesile kılmak sûretiyle) yemeyin!" (Heysemî, M. Zevâid, VI/168)
"Kur'an okuyun, onunla amel
edin, On(u okumak)dan asla uzaklaşmayın, onun hakkında haddi aşmayın; onun
karşılığında ücret alıp yemeyin, onunla dünya menfaati artırmayı talep etmeyin."
(Ahmed bin Hanbel, Müsned II/428; Heysemî, VI/167); Şevkânî, Neylü'l-Evtâr,
V/322; Aynî, Umdetü'l-Kaarî, XII/95; S. Buhari, Tecrid-i Sarih Terc. VII/46)
Übeyy bin Kâ'b: "Bir adama
Kur'ân-ı Kerim öğrettiydim de, bana bir yay hediye etmişti. Durumu Rasûlullah'a
söylediğimde: "Onu alırsan, ateşten bir yay almış olursun demektir"
buyurdular, ben de sahibine geri verdim. (İbn Mâce, II/157; S. Buhari, Tecrid-i
Sarih Terc. VII/47-48)
Ubâde bin Sâmit: Ehl-i
Suffe'den bir çok kimselere Kur'an öğrettim. Bu öğrencilerimden birisi bana ok
atılan bir yay hediye etti. -Kendi kendime- 'Bu bir mal/para değildir. Özellikle
bununla ben savaşlarda Allah yolunda ok atacağım' dedim. Bununla beraber, Nebî
(s.a.s.)'e bu olayı arz ettim. Rasül-i Ekrem cevaben şöyle buyurdu: "Allah
Teâlâ'nın Kıyâmet gününde boynuna ateşten bir halka takmasını arzu edersen kabul
et!" (Ebû Dâvud; S. Buhari, Tecrid-i Sarih Terc. VII/47)
"Kim Kur'an öğretmesi
karşılığında bir kavs/yay alırsa, Allah ona ateşten bir yay kılâde yapıp boynuna
takar." (Dârimî; S. Buhari, Tecrid-i Sarih Terc. VII/48)
"Kim Kur'an okuyup Kur'an'ı
insanların malını yemeye vesile edinirse, Kıyâmet gününde yüzü etten soyulmuş
bir kemikten ibaret olarak Arasat meydanına gelir." (Aynî, Umdetü'l-Kaarî,
XII/96; Beyhakî; S. Buhari, Tecrid-i Sarih Terc. VII/48)
"Kur'an okuyan, onunla
Allah'tan istesin. Zira birtakım insanlar gelecek, Kur'an'ı okuyacaklar ve
onunla insanlardan menfaat temin edeceklerdir." (Tirmizî, V/179, hadis no:
2917; S. Buhari, Tecrid-i Sarih Terc. VII/48-49; Şevkânî, Neylü'l-Evtâr, V/322;
Aynî, Umdetü'l-Kaarî, XII/96)
İmam Buhârî, Sahih-i Buhârî'nin
"Fedâilu'l-Kur'an" bölümünde "Kur'ân'ı; gösteriş, yeme ve övünme için okuyanlar"
diye bir başlık açmış ve ilk olarak şu hadis-i şerifi almıştır:
"Dünyanın sonunda birtakım
insanlar gelecek ki, onlar basit akıllıdırlar. Allah'ın kelâmını okurlar, ama
okun yaydan çıktığı gibi İslâm'dan çıkarlar. İmanları gırtlaklarından öteye
geçmez; onları bulduğunuz yerde öldürün. Çünkü onları öldürmek, Kıyâmet gününde
ecir olacaktır." (Buhâri, Tecrid-i Sarih IX/301; XI/248) Buhârî'yi şerheden
âlimlerden Kirmânî, bu hadisle ilgili şu açıklamayı yapar: "Bu hadisin,
konulan başlığın ikinci kısmıyla, yani Kur'an'ı yeme vesilesi yapmakla
ilişkisi şudur: Kur'an okuma, Allah için olmazsa, elbette ya gösteriş, ya yeme
vesilesi, ya da benzeri bir şey için olacaktır." (Kirmânî, Şerhu'l-Buhârî XIX/49;
Kastalânî, İrşâdü's-Sârî, VII/388)
"Bir kimse, âhiret ameli ile
dünyayı talep ederse, yüzü insan sûretinden çıkar, zikri de mahvolur. İsmi de
ehl-i nâr (Cehennemlikler) siciline girer." (Taberâni, Kebir; Ebû Nuaym;
Râmûz el-Ehâdis, II/429)
"Kapkaranlık gece parçaları
gelmeden (fitnelerin karanlığında, nur/ışık temini için) amellere sür'atle koşun
ki, o devirde insan sabah mü'min olduğu halde akşama kâfir olarak ulaşır. Mü'min
olarak gecelediği halde kâfir olarak sabaha çıkar. Ve o günün adamları dinini,
dünyadan az bir şeye karşılık satarlar." (Müslim, Tirmizi, Ahmed bin Hanbel;
Râmûz el-Ehâdis, I/243)
"Sizin içinizde öyle
zümreler türeyecektir ki, siz onların namazlarının yanında kendi namazlarınızı,
onların oruçları yanında kendi oruçlarınızı, onların amelleri/iyi işleri yanında
kendi sâlih amellerinizi küçük göreceksiniz. Onlar Kur'an da okuyacaklar. Fakat
Kur'ân(ın feyzi) onların hançerelerinden (boğazlarından) öteye geçmeyecek.
Onlar, okun avı delip geçtiği gibi dinden çıkacaklar..." (Buhâri, Tecrid-i
Sarih Tercümesi, XI/247; hadis no: 1783)
"Birtakım dâîler, yani
çığırtkan hatipler türeyecek, onlar bizim dilimizle (bizim aziz duygularımıza
seslenerek) konuşurlar (Halbuki gönüllerinde hayırdan eser yoktur). Bizim dinî
kaidelerimizle, bizim dînî hislerimize hitab edecekler ve ümmeti Cehenneme ve
felâkete dâvet edecekler!" (Buhâri, Tecrid-i Sarih Tercümesi, IX/298; XI/248)
Peygamber (s.a.s.) ashâbından
iki kişi bir gün bir mescide geldiler. İmam namazdan selâm verince, cemaatten
biri, bir miktar Kur'an okudu; sonra da yardım istedi. Olaydan müteessir olan
sahâbîlerden biri: 'Hepimiz Allah içiniz, O'na aidiz ve O'na döneceğiz.
Peygamber Efendimiz'i şöyle derken işitmiştim: "Pek yakın bir gelecekte bir
grup insan türeyecek, bunlar Kur'an'ı âlet edip dilenecekler. Bu işi kimin
yaptığını görürseniz, sakın ona bir şey vereyim demeyiniz." (Fudayl bin
Amr'dan, et-Tıbyân fî Âdâb-ı Hameleti'l-Kur'an, Muhyiddin Nevevî, s. 29)
"Kur'ân'ı Arap lâhnı ve
üslûbu ile okuyun. Fâsıkların, yahûdi ve hıristiyanların lâhnı ve tavrı ile onu
okumaktan sakının. Benden sonra bir kavim gelecek; onlar Kur'an'ı şarkıcıların,
râhibelerin ve yas tutan kadınların üslûbu ile okurlar. Ama, okudukları
hançerelerinden (boğazlarından) öteye geçmez. Onların da, bu okuyuşlarından
hoşlananların da kalpleri fitne ile dolmuştur." (Beyhakî, Şuabu'l-İman,
I/429; Süyûtî, Câmiu's-Sağîr, I/43)