Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Kur'ân-ı Kerim'de Mekr Kavramı
Kur
Kur'ân-ı Kerim'de Mekr Kavramı
?Mekr? ve türevleri Kur'ân-ı Kerim'de 43 yerde
kullanılır. Mekr kelimesinin anlamına yakın olarak kullanılan diğer kelimelerden
hud'a ve türevleri, 5 yerde, keyd ve türevleri, 35, tağrîr ve türevleri 27, ğaşş
ve türevleri 29, mihâl kelimesi ise bir yerde kullanılır. Yine mahâret ve çare
anlamında ?hîle? kelimesi bir yerde kullanılır.
"(Yahûdiler gizlice) mekr (tuzak, hile,
plan, strateji) kurdular; Allah da onların mekrine karşılık verdi. Allah
mekr edenlerin en hayırlı/güçlü olanıdır."
(3/Âl-i İmrân, 54)
?Size bir iyilik dokununca tasalanırlar size bir
kötülük isâbet ettiğindeyse buna sevinirler. Eğer siz sabreder ve ittika
ederseniz/sakınırsanız onların ?keyd?i (hileli düzenleri) size hiçbir zarar
veremez. Şüphesiz Allah yapmakta olduklarını kuşatandır.?
(3/Âl-i İmrân, 120)
?Her kentte ileri gelenleri
(ekâbirini/büyüklerini), oranın mücrimleri/suçluları kıldık (bir süre kötülük
yapmalarına fırsat verdik) ki, orada mekr/hile yapsınlar. Onlar kendilerinden
başkasına hile/kötülük (mekr) yapmıyorlar, ama bunun farkında değiller.?
(6/En'âm, 123)
?Allah'ın mekrinden emîn mi
oldular? Hüsranda olandan, ziyâna uğrayan topluluktan başkası Allah'ın mekrinden
emîn olmaz.? (7/A'râf,
99)
?Firavun:
?Ben
size izin vermeden önce O'na iman ettiniz, öyle mi? Mutlaka bu, halkı burdan
sürüp
çıkarmak amacıyla şehirde
planladığınız bir mekrdir/tuzaktır.
Öyleyse siz (buna karşılık ne yapacağımı) bileceksiniz.?
(7/A'râf,
123)
?Onlara mühlet veririm; (ama)
Benim ?keyd?im (cezam) çetindir.?
(7/A'râf, 183)
?Onların yürüyecekleri ayakları mı
var, yoksa tutacakları elleri mi var veya görecekleri gözleri mi var yahut
işitecekleri kulakları mı var (neleri var)? De ki: ?Ortaklarınızı çağırın, sonra
bana (istediğiniz) ?keyd?i/tuzağı kurun ve bana göz bile açtırmayın! Şüphesiz
ki, benim velîm o Kitab'ı indiren Allah'tır. Ve O, bütün sâlihlere de velîlik
eder.? (7/A'râf,
195-196)
?Gerçekten Allah, kâfirlerin ?keyd?ini, hileli
düzenlerini boşa çıkarıcıdır.? (8/Enfâl,
18)
?Hatırla ki, kâfirler seni tutup bağlamaları
veya öldürmeleri, yahut seni (yurdundan) çıkarmaları için sana mekr/tuzak
kurarlarken Allah da (onlara) mekr kuruyordu. Çünkü Allah mekr kuranların en
hayırlısıdır/iyisidir (Tuzağa düşmeye kim lâyık ise, Allah onu düşürür).?
(8/Enfâl, 30).
?Eğer sana hud'a/hile yapmak
isterlerse, şunu bil ki, Allah sana kâfidir. O, seni yardımıyla ve müminlerle
destekleyendir.? (8/Enfâl,
62)
?Kendilerine dokunan (kıtlık ve hastalık gibi)
bir sıkıntıdan sonra insanlara bir rahmet (sağlık ve bolluk zevki) tattırdığımız
zaman, bir de bakarsın ki âyetlerimiz hakkında onların (hazırlanmış) bir mekri/tuzağı
vardır. De ki: ?Mekr bakımından Allah daha çabuktur (yaptıklarının cevapsız ve
gizli kalacağını sanmayın). Çünkü elçilerimiz kurduğunuz mekrleri/tuzakları
mutlaka yazıyorlar.? (10/Yûnus, 21)
?(Yusuf aracıya şunu söyledi:) ?Bu (itiraf
Vezirin) yokluğunda gerçekten kendisine ihanet etmediğimi ve gerçekten Allah'ın
ihânet edenlerin ?keyd?ini/hileli düzenlerini başarıya ulaştırmadığını
kendisinin de bilip öğrenmesi içindi.?
(12/Yûsuf, 52)
?Böylece (Yusuf) kardeşinin kabından önce
onların kablarını (yoklamaya) başladı sonra onu kardeşinin kabından çıkardı.
İşte biz Yusuf için böyle bir ?keyd? plan düzenledik. (Yoksa) Hükümdarın dininde
(yürürlükteki kanuna göre) kardeşini (yanında) alıkoyamazdı. Ancak Allah'ın
dilemesi başka. Biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Ve her bilgi sahibinin
üstünde daha iyi bir bilen vardır.?
(12/Yûsuf, 76)
?...Hayır, inkâr eden kâfirlere mekrleri/hileleri
süslü gösterildi, (hak) yoldan çevrildiler. Allah kimi saptırırsa artık onu
hidâyete/doğru yola iletecek yoktur. Dünya hayatında onlara sâdece bir azap
vardır. Âhiret azâbı ise daha şiddetlidir. Onları Allah'tan (O'nun azâbından)
koruyacak kimse de yoktur.? (13/Ra'd,
33-34).
?Onlardan öncekiler de (peygamberlerine) mekr/tuzak
kurmuşlardı. Halbuki bütün mekrler Allah'a âittir. Çünkü O, herkesin ne
kazanacağını bilir. (Dolayısıyla istediğinin tuzağını bozar). Bu yurdun
(dünyanın) sonunun kimin olduğunu yakında kâfirler bileceklerdir.?
(13/Ra'd, 42)
?Gerçek şu ki onlar mekr/hileli düzenler
kurdular. Oysa onların düzenleri dağları yerlerinden oynatacak da olsa Allah
katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır.?
(14/İbrâhim, 46)
?Onlardan öncekiler de (peygamberlere) mekr/hile
yapmışlardı, sonunda Allah, onların binalarının temellerinden geldi de
üstlerindeki tavan üzerlerine çöküverdi. Bu azap, onlara, fark edemedikleri bir
yerden gelmişti. Sonra kıyâmet gününde (Allah), onları rezil ve rüsvay eder ve
der ki: ?Haklarında (mü'minlere karşı) düşman kesildiğiniz ortaklarım nerede?'
Kendilerine ilim verilmiş olanlar da derler ki: ?Şüphesiz bugün rezillik ve
kötülük kâfirleredir.? (16/Nahl,
26-27)
?Bundan ötürü, keydinizi/tuzaklarınızı bir araya
getirin, sonra gruplar halinde gelin; bugün üstünlük sağlayan, gerçekten
kurtuluşu bulmuştur.? (20/Tâhâ, 64)
?Andolsun Allah'a, sizler arkanızı dönüp
gittikten sonra, ben sizin putlarınıza muhakkak bir keyd/tuzak kuracağım.?
(21/Enbiyâ, 57)
?Şehirde dokuz kişi vardı ki yeryüzünde
bozgunculuk yaparlar, ıslah etmezlerdi. Allah'a and içerek birbirlerine: ?Biz,
gece ona ve âilesine baskın yapalım (onları öldürelim), sonra velîsine:
?Âilesinin öldürülüşünde bulunmadığımızı, doğru olduğumuzu söyleyelim' dediler.
(Bu şekilde) bir mekr/tuzak kurdular. Biz de onlar hiç farkında olmadan onlara
bir mekr kurduk.? (27/Neml, 48-50)
?Sen, onlara karşı hüzne kapılma ve kurdukları
mekrlerden/tuzaklardan dolayı sıkıntı içinde olma.?
(27/Neml, 70)
?... Sen o zâlimleri, Rablerinin
huzurunda tutuklanmış, birbirlerini suçlayarak söz atarlarken bir görsen!
Müstaz'aflar/zayıf sayılıp ezilenler, müstekbirlere/büyüklük taslayanlara, ?Siz
olmasaydınız, elbette biz mü'min insanlar olurduk' derler. (Dünyada)
müstekbirler/büyüklük taslayanlar, müstaz'aflara/zayıf sayılanlara (kıyâmet
gününde): ?Size hidâyet geldikten sonra sizi ondan biz mi çevirdik? Bilâkis siz
suç işliyordunuz' derler. (Buna karşılık) Müstaz'aflar, müstekbirlere: ?Hayır!
Gece-gündüz (işiniz) mekr/hile ve tuzak kurmaktı. Siz daima Allah'ı inkâr
etmemizi, O'na endâd/ortaklar, benzerler koşmamızı bize emrederdiniz' derler.
Artık azâbı gördüklerinde, pişmanlıklarını içlerine atarlar, Biz de o kâfirlerin
boyunlarına (ateşten) demir halkalar takarız. Onlar ancak yapmakta oldukları
günahlar ile cezâlandırılır.?(34/Sebe',
31-33)
?...Kötülükleri mekr/tuzak yapanlara gelince,
onlar için çetin bir azap vardır. Ve onların mekri/tuzağı bozulur.?
(35/Fâtır, 10).
?Bütün güçleriyle yemin ederek
eğer kendilerine bir uyarıcı (peygamber) gelirse, herhangi bir
ümmetten/milletten daha çok hidâyette/doğru yolda olacaklarına dâir Allah'a
yemin etmişlerdi. Fakat kendilerine uyarıcı (Muhammed s.a.s.) gelince bu,
onların haktan uzaklaşmalarından başka bir şeyi arttırmadı. Çünkü onlar
yeryüzünde istikbâr/büyüklük taslamak ve kötü mekrler/tuzaklar kurmak
(istiyorlar). Halbuki kötü tuzak, ancak sahibine dolanır. Onlar öncekilerin
kanunundan (onlara uygulanandan) başkasını mı bekliyorlar? Allah'ın kanununda ne
bir değişme bulursun, ne de Allah'ın kanununda bir sapma bulursun.?
(35/Fâtır, 42-43)
?Böylece o katımızdan kendilerine bir hak ile
geldiği zaman dediler ki: "Onunla birlikte iman edenlerin erkek çocuklarını
öldürün; kadınlarını ise sağ bırakın." Ancak kafirlerin keydi/hileli düzeni boşa
çıkmakta olandan başkası değildir.?
(40/Mü'min, 25)
?...Böylece Firavun'a, yaptığı
kötü iş süslü gösterildi ve yoldan saptırıldı. Firavun'un keydi/tuzağı tamamen
boşa çıktı.? (40/Mü'min,
37)
?Yahut bir keyd/tuzak mı kurmak
istiyorlar? Asıl keyde/tuzağa düşecek olanlar, inkâr edenlerdir.?
(52/Tûr, 42)
?O gün keydleri/planları
kendilerine hiçbir fayda vermez ve yardım da görmezler.?
(52/Tûr, 46)
?Onlara mühlet veriyorum. Doğrusu
Benim keydim/fendim çok sağlamdır!?
(68/Kalem, 45)
?Büyük büyük mekrler/tuzaklar kurdular.
Tanrılarınızı bırakmayın; Vedd'i, Suvâ'ı, Yeğûs'u, Yeûk'u ve Nesr'i
bırakmayın.? (71/Nûh, 22-23)
?(Azaptan kurtulmanız için) bir
keydiniz/hileniz varsa, gösterin bana hilenizi!? (77/Mürselât, 39)
?Rabbinin fil sahiplerine neler yaptığını
görmedin mi? Onların keydini/tasarladıkları planlarını boşa çıkarmadı mı??
(105/Fîl, 1-2)