Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Allah'ın Kulu Sevmesi

Allah


Allah'ın Kulu Sevmesi

Kul, Allah'ı sevdiği gibi,
Allah da kulunu, yarattığını sever. Özellikle insanın, öteki yaratıklar içinde
ayrı bir yeri vardır. Çünkü: "Biz gerçekten Âdemoğullarına çok ikram ettik,
onlara çok değer verdik..." (17/İsrâ, 70) âyeti ile Allah, insanoğlunu
değerli yarattığını, ona çok ikramda bulunduğunu bildirmiştir. Allah'ın kulunu
sevdiğini belirten çokça âyet vardır. Allah'ın, takvâ sahibi, iyilik eden, tevbe
eden, içini dışını temizleyen, âdil, sâlih kullarını sevdiğini Kur'an
vurgulamaktadır. Bazı âyetler de Allah'ın fesâd, fısk, kibir, zulüm,
saldırganlık gibi kötü işleri yapan kullarını sevmediğini belirtmektedir. Âl-i
İmrân sûresinin 31. âyetinde de Allah'ın kulu sevmesi, kulun, Peygamberine
uyması şartına bağlanmıştır.
Peygamberimiz (s.a.s.) de:
"Kim Allah için tevâzu ederse Allah onu yükseltir. Kim de kibirlenirse Allah onu
alçaltır. Kim Allah'ı çok zikreder/anarsa, Allah onu sever." (İbn Mâce, Zühd
16) buyurmuştur. Bir hadis-i kudsîde de: "Kulum Bana, en çok, farz
ibâdetlerle yaklaşır. Kulum, nâfile ibâdetlerle de Bana yaklaşmağa devam eder. O
kadar yaklaşır ki onun işiten kulağı Ben olurum, Benimle işitir. Gören gözü Ben
olurum, o Benimle görür. Tutan eli Ben olurum, o Benimle tutar. Yürüdüğü ayağı
Ben olurum, o Benimle yürür." (Buhârî, Rikak 38; Ahmed bin Hanbel, VI/256)
buyurulmuştur. Yine birçok hadiste Allah'ın sevdiği işler anlatılmış;
"Allah'ın en çok sevdiği işler şu, şudur" denilmiştir. Bütün bunlar,
Allah'ın, kullarını sevdiğini kanıtlamakta ve vurgulamaktadır.
Muhabbet yüce bir haldir.
Allah, kulunun kenidisini sevdiğini; kendisinin de kulunu sevdiğini
bildirmiştir. Allah, kulunu sever, kul da Allah'ı sever. Sevgi hali, kulu,
Allah'a saygıya, O'nun rızâsını üstün tutmağa, O'nun yolunda sabra, Allah'a
kavuşmağa, O'nsuz kararının kalmamasına, kalbi sürekli Allah'ı anmağa ve onunla
kaynaşmağa sevk eder.
Gazâlî şöyle diyor: "Kulun
Allah'ı sevmesi, mecâz değil; gerçektir. Çünkü dilde muhabbet, nefsin, kendisine
uygun bir şeye duyduğu eğilimdir. Işk (Türkçe'de aşk) ise, bu eğilimin aşırı
derecesidir. İyilik ve güzellik nefse uygunluktur; güzellik ve iyilik, bazen baş
gözüyle, bazen de basîretle (gönül gözüyle) algılanır. Sevgi ise, her ikisi ile
algılanabilir, sadece söze mahsus değildir. Fakat Allah'ın kulu sevmesi, bu
anlamda olamaz. Bütün bu kavramlar da öyledir. Allah'tan başkası hakkında bir
mânâ ifade eden kavramlar, Alah hakkında başka bir mânâ ifade eder. Yaratanla
yaratıklar arasında en ortak isimlerden olan "varlık" bile, Yaratan ile
yaratıklar hakkında aynı anlamı vermez, her biri için ayrı bir anlam kazanır.
Çünkü yaratıkların varlıkları, Allah'tan alınmıştır. Tâbi' varlık ile, tâbi
olunan varlık bir olamaz. Ortaklık, sadece kelimededir, anlam farklıdır." (İhyâu
Ulûmi'd-Dîn, IV/302-303)
Genel olarak Yaratanla
yaratıklar arasında, özellikle de Yaratanla insan arasında sevgi, kâinatın temel
yasalarından biridir. Yüce Allah, eserlerini, fiillerini görmek, isim ve
sıfatlarıyla görünmek için kâinatı yaratmıştır. O, yaratıcıdır, rızık verendir,
kısandır, açandır, yükseltendir, azîz edendir, alçaltandır, zelîl edendir; diğer
isim ve sıfatların sahibidir. Eğer yarattığı kimse yoksa yaratması, kuru bir
isimden ibaret kalır. Rızık verdiği kimse yoksa, rızık verici sıfatı eyleme
çıkmaz, potansiyel bir güçten ibaret kalır. Öteki isim ve sıfatları da böyle,
ancak tatbikatla, eyleme çıkmakla kuvveden fiile geçmiş, görünmüş olur. İşte
Yüce Allah, isimlerinin ve sıfatlarının görünmesi için âlemleri yaratmıştır.
"Ben, cinleri ve insanları sadece Bana kulluk etmeleri için yarattım" (51/Zâriyât,
56) âyetinde bu gerçeğe işaret edilmiştir. Çünkü ibâdet edilmek, bilinmenin en
ileri sonucudur. Demek ki Allah, şânının bilinmesi için evreni yaratmıştır.
Hakk'ın bilinme ve ibâdet edilme irâdesi, parça parça her yaratığında görünen
sevgiyi içermektedir.
Maddî yaratıkların en küçük
parçası -bildiğimize göre- atomdur. Atomun yapısını bilen insan, merkezdeki
çekirdek ile onun çevresinde korkunç sür'atle dönen elektronlar arasındaki
câzibeyi yani sevgi bağını anlar. Şimdi sevgi, kâinatın en küçük parçasına hâkim
olduğuna göre, o zerrelerin birikiminden oluşan kâinat cisimlerinin hepsine de
hâkimdir. Demek ki kâinatın yapısı, isim ve sıfatlarını seven Allah'ın
sevgisinden taşan bir sevgi üzerine kuruludur.
Akıl, nakil, fıtrat, ibret,
zevk ve vicdan kantıları hep kul ile Rab, yaratılan ile Yaratan arasında iki
yönlü muhabbetin varlığını gösterir. Allah'ın yaratması, doğru yolu göstermek
için emirler vermesi, peygamberler göndermesi, davranış ve eylemlere sevap ve
ceza belirlemesi hep muhabbetinin, yaratıkları kollamasının eseridir.
Yaratıcının, yarattığını sevmesi, kendi zâtını ve fiillerini sevmesi demektir.
Yaratılanın, yaratanı sevmesi ise, eksiğin kemâle eğilimidir; Elektronun
çekirdeğe, gezegenlerin güneşe; güneşin sistemiyle birlikte tâbi olduğu galaksi
merkezine çekimi gibi. Çünkü yaratığın varlığı, hayatı ve eylemleri hep
Yaratan'a bağlıdır. Yaratanın sevgisi, yaratılanın, özellikle de tam bilinç
sahibi insanın hücrelerine, ruhuna karıştırılmıştır. Mahlûkatın hamuru, Hâlik
sevgisiyle yoğrulmuştur. Allah cinleri ve insanları Kendisine kulluk etmeleri
için yaratmıştır (51/Zâriyât, 56). İbâdet, sevginin en son derecesidir. Kulluğun
gerçeği sevgidir. Sevgisiz inâbe, rızâ, hamd ve şükür, havf ve recâ mümkün
değildir. "Allah, İbrâhim'i halîl edinmiştir." (4/Nisâ, 125). Âyette
geçen hullet de sevginin en olgunudur. Sevgi, kalpte şevk, üns, inbisât ve rızâ
gibi haller doğurur.

SEVGİ VE ALLAH SEVGİSİ
Sevgi; Anlam ve Mâhiyeti
Allah Sevgisi
Sevginin Dereceleri
Allah'ın Kulu Sevmesi
Allah'ın Kulu, Kulun Allah'ı Sevmesinin Belirtileri
Sevginin Esası ve Sebepleri
1) Nefsi Koruma
2) İyilik Görme
3) Güzellik
4) Sevenle Sevilen Arasındaki Gizli İlişki
Allah Sevgisi İçin "Aşk" Kavramının Kullanılması Doğru mudur?.
Aşk Güzel Bir Duygu mudur?.
Sevgi İmanın Göstergesidir
Mü'minler Arası Sevgi
Kur'ân-ı Kerim'de Sevgi Kavramı
Allah Kimleri Sever?. İhsan Sahibi Muhsinleri (Güzellik Sergileyen, Allah'ı Görür Gibi O'na Kulluk Yapanları)
Tevbe Edenleri ve Temizlenenleri
Rasûlullah'a Tâbi Olup Uyanı
Takvâ Sahibi Muttakîleri, Sakınanları
Sabredenleri
Tevekkül Sahiplerini, Kendisine Dayanıp Güvenenleri
Âdil Olanları
Kendi Yolunda, Kenetlenmiş Gibi Saf Bağlayarak Savaşanları
Allah Kimleri Sevmez?. Aşırı Gidenleri
Fesâdı/Bozgunculuğu
Fâsidleri/Bozguncuları
Günahlarda Israr Eden Nankörleri, Fâizle Uğraşanları
Kâfirleri, Allah'a ve Rasûlüne İtaat Etmeyenleri
Zâlimleri
Şımarıkları
Kendini Beğenip Böbürlenen Kimseleri
Müstekbirleri, Büyüklük Taslayanları
Hâin Günahkârları
Kötü Sözün Açıkça Söylenmesini
Sınırı Aşanları
İsrâf Edenleri
Hadis-i Şeriflerde Sevgi Kavramı
Sevgi, Gönlün Ölümsüz Meyvesi
Allah Vedûd'dur; Çok Seven ve Çok Sevilendir
Sevgi Mahlûkat Ağacının Çekirdeğidir
Sevgi Mihenktaşıdır
Sevmek ve Adamak
Sevginin Zirvesi Takvâ.
Kimi, Nasıl Sevmek?.
Bir Meş'ale Ki Mevlâ Yaka, Üflemekle Sönmez
Sevgi Toplumu
Tutku (Çarpık Sevgi)
Sevginin Tezâhürleri
Emek
İlgi
Tanıma
Sorumluluk
Saygı
Sevginin Tezâhürü; Dostluk ve Dostun Nitelikleri
Sevginin Hayata Yansıması; Dostluk... Dost Olmak; Allah'a, Rasûlüne ve Mü'minlere. Allah ve Rasûlüne Dost Olmak
Müslümanların Birbirleriyle Dostlukları
Peygamber ve Onun Yolunu İzleyenler Dışındakileri Dost Kabul Edenler, Âhirette Büyük Pişmanlık Duyacaklar
O Gün Dostlar, Düşman Kesilecek
1- Mubah Sayılan İlişki
2- Haram Sayılan Velâyet
3- Küfrü Gerektiren Velâyet
Düşmanlıkta Aşırı Gidilmemesi, Düşman Bir Toplumun Bir Gün Dost Olabileceği
Düşmanı Yakın Bir Dost Haline Getirmek İçin Güzel Tavır
Düşmanlık ve Dostluk; Tevhidin Gereğidir, İmanın Dışa Yansımasıdır
Her din ve ideolojinin dostluk ve düşmanlık anlayışı kendine hastır
Velîliği Gerekli Olanlar
Velî Edinilmesi Yasak Olanlar
Bir Şeyi Allah'ı Sever Gibi Sevmek; Endâd Edinmek. Endâd ve Nidd Ne Demektir?.
Endâd Edinmenin İki Yansıması a- Endâdı (Bir Şeyi) Allah'ı Sever Gibi Sevmek.
b- Endâda Tâbi Olup Allah'a İtaat Eder Gibi İtaat Etmek 
Konu ile İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar