Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Peygamberlerin Şefâatı
Peygamberlerin Şefâatı
Peygamberlerin
Şefâatı:
Âhirette peygamberlerin hepsine
mü'minlere şefâat etme hakkı tanınmıştır.[1]
Her peygamber kendi ümmetine
şefâat edecektir.[2]
İnsanlar muhakeme olunmak için mahşerde toplandıklarında, peygamberler,
"Allah'ım selâmet ver, Allah'ım selâmet ver" diye duâ edeceklerdir.[3]
Peygamberlerin ve Hz. Peygamberin şefâatı "Şübpesiz ki Allah, kendisine eş
tanınmasının (şirk kosulmasının) günahını yargılamaz. Ondan başka dileyeceği
kimsenin günahını mağfiret eder." (en-Nisâ: 4/116) âyetinin hükmünce,
Allah'ın izniyle mü'minlere şamil olabilecektir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.)
hadislerinde büyük günah işleyenler de dahil, mü'minlerin şefâatına nail
olacaklarını söylemiştir.[4]
Peygamberler içinde ilk defa
şefâat edecek ve şefâatı kabul olunacak peygamber, Hz. Muhammed (s.a.s.)'dir.[5]
Âhirette Hz. Muhammed (s.a.s.)'in bu ilk şefâatı, mahşer halkının muhakemeye
başlanılması hakkındaki umûmî ve büyük şefâattır. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in bir
çok hadis kitaplarında zikredilen bu büyük şefâatının (eş-Şefâ'atü'l'uzmâ) ana
hatları şöyledir: Allah, insanların hepsini düz ve geniş bir sahâda hüküm ve
hesab için toplayacaktır. Orada insanların meşakkat ve gamı dayanılmayacak bir
dereceye varacaktır. Bu sırada insanların bir kısmı, diğer bir kısmına, "Size
erişen şu fâciayı görmüyor musunuz? Rabbinize size şefâat edecek birisine
gidiniz" derler. Sırasıyla Âdem (a.s.), Nûh (a.s.), İbrahim (a.s.), Mûsâ (a.s.)
ve İsâ (a.s.) peygamberlere gelirler. Bu peygamberlerden her biri onları
diğerine gönderir. Nihayet Hz. İsâ, onları Hz. Muhammed (s.a.s.)'e gönderir. O
vakit Hz. Peygamber (s.a.s.) Arş'ın altında secdeye kapanır. Allah ona
secdesinde yapılacak hamdlerin en güzelini ilham eder. O Allah'a hamdettiği
sırada "Başını kaldır, iste, verilir. Şefâat eyle şefâatın kabul olunur."
cevabını alır. Muhakemeye başlanır. Bundan sonra Hz. Peygamber'in şefâatıyla
imanlılardan bir miktar cehennemden çıkarılır. Rasûlüllah, bir kaç defa daha
secdeye kapanarak Allah'a hamd ve dua eder. En nihayet onun şefâatıyla, Allah'ın
izin ve takdiri dahilinde mü'minlerden büyük bir çoğunluk cehennemden
çıkarılacaktır. İşte Hz. Peygamber (s.a.s.)'in haiz olduğu bu şefâat makamı
"Makâm-ı Mahmûd"dur.[6]
Hz. Peygamber'in şefâatıyla
hesaba ve sorguya çekilmeden Cennet'e girecekler de olacaktır.[7]
Cennet'te derecelerin
artırılması için ilk şefâat edecek peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.)'dir. Bundan
dolayı Hz. Peygamber bir hadisinde, "Cennet'te insanların ilk önce şefâatte
bulunanı benim." buyurmuştur.[8]
Mu'tezile, Cennet'te
derecelerin artırılması için yapılacak şefâattan başka şefâatları kabul etmez.[9]
[1]
Buhârî, Rikak: 45; Tevhid: 33; Müslim, İman: 81; Ebû Dâvûd, Cihâd: 26; Ahmed
b. Hanbel, Müsned: 3/94 vd. 325, 5/43; Tirmizî, 2/66.
[2]
Buhârî, Tefsir Sûre 18.
[3]
Buhârî, Rikak: 52; Müslim, İman: 81.
[4]
Buhârî, Rikak, 51; Ebû Dâvûd, es-Sünne, 20; Tirmizi, 2/66.
[5]
Müslim, Fadâil: 2.
[6]
el-İsrâ': 17/79; Buhârî, Tevhid: 24; Müslim, İman: 84.
[7]
Buhârî, Tefsir, Sûre 18; Müslim, İman: 84.
[8]
Müslim, İman: 85.
[9]
Muhiddin Bağçeci, Şamil İslam Ansiklopedisi: 6/18.