Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Müslüman Olmayan Akrabalarla Dostluk ve İlişki
Müslüman Olmayan Akrabalarla Dostluk ve İlişki
Müslüman Olmayan
Akrabalarla Dostluk ve İlişki
İslâm'da esas bağ, din bağıdır.
Hangi ırktan, hangi soydan olursa olsun sadece müslümanlar birbirlerinin
kardeşidir (49/Hucurâct, 10), velîsidir (9/Tevbe, 71; 5/Mâide, 55). Bir mü'min,
aralarında din bağı bulunmayan yakın akrabalarını velî/dost kabul edemez.
?Ey iman edenler! Eğer küfrü
imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi velî/dost edinmeyin.
Sizden kim onları dost edinirse, işte onlar zâlimlerin kendileridir.? (9/Tevbe,
23)?De ki: ?Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım
akrabanız, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret,
hoşlandığınız meskenler (evler, konaklar, köşkler) size Allah'tan, Rasûlünden ve
Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye
kadar bekleyin. Allah fâsıklar topluluğunu hidâyete erdirmez.? (9/Tevbe, 24)
?Allah'a ve âhiret gününe iman eden bir toplumun -babaları, oğulları,
kardeşleri, veya akrabaları da olsa- Allah'a ve Rasûlüne düşman olanlarla
dostluk ettiğini göremezsin. İşte onların kalbine Allah, iman yazmış ve katından
bir ruh ile onları desteklemiştir. Onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere
sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan râzı olmuş, onlar da
Allah'tan hoşnut olmuşlardır. İşte onlar, hizbullahtır/Allah'tan yana
olanlardır. İyi bilin ki hizbullah/Allah taraftarları, kuşkusuz felâha/kurtuluşa
erenlerdir.? (58/Mücâdele, 22) Ve yine bkz. 64/Teğâbün, 14.
Ashâb-ı kiram, Allah ve
Rasûlüne dostluğun, onların düşmanlarına düşmanlığın en güzel örneklerini
vermişlerdir. Meselâ Ebû Ubeyde, Uhud'da babası Cerrah'ı öldürmüş, Hz. Ebû Bekir
de savaşta oğlu Abdurrahman'a karşı çıkmak istemiş, ama Hz. Peygamber izin
vermemiş, Mus'ab bin Umeyr, Uhud'da kardeşi Ubeyd bin Umeyr'i öldürmüştü. Aynı
şekilde Ömer bin Hattâb, Bedir'de dayısı Âs bin Hişam'ı, Hz. Ali, Hz. Hamza ve
Ebû Ubeyde amcazâdeleri olan Utbe, Şeybe ve Velid bin Utbe'yi öldürmüşlerdi.
İnsanlar arasındaki yakınlığın
asıl sebebi din birliğidir. Allah'ın dinine inanmış ve peygamberleri tasdik
etmiş kimseler birbirlerinin mânevî akrabası, yakını ve dostudurlar. Bunların
aralarında mânevî bir birlik (vahdet) vardır. Mü'minlerle kâfirler ırk ve soy
bakımından birbirlerinin akrabası olsalar bile, bu akrabalığın Allah katında
hiçbir değeri yoktur. Nitekim, Hz. Nûh'un oğlu iman etmediği için, Allah Teâlâ
onu Nûh peygamberin âilesinden saymamıştır: ?Nûh Rabbine duâ edip dedi ki:
?Ey Rabbim! Şüphesiz (boğulmuş olan) oğlum da âilemdendir. Senin vaadin ise
elbette haktır. Sen hâkimler hâkimisin.' Allah buyurdu ki: EyNûh! O asla senin
âilenden değildir. Çünkü o, sâlih olmayan bir amel sahibi idi (kâfirdi). O halde
hakkında ilmin olmayan bir şeyi Benden isteme. Ben sana câhillerden olmamanı
tavsiye ederim.? (11/Hûd, 45-46)
Bütün bunlarla birlikte İslâm,
âile bağlarına çok önem verir. Mü'min olmayan akrabalarla her durum ve şartta
ilginin kesilmesini emretmez. Onlardan İslâm'a ve müslümanlara düşmanlık gelmez
ise, İslâm onlara karşı iyilik yapmayı ve onları ziyâret etmeyi yasaklamaz.
?Allah'a ibâdet edin ve O'na hiçbir şeyi şirk/ortak koşmayın. Ana babaya,
akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya (eş dost ve arkadaşa), uzak
komşuya, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın; Allah kendini
beğenen ve daima böbürlenen kimseyi sevmez.? (4/Nisâ, 36) Özellikle müşrik
de olsalar, ana babaya ihsanla/iyilik ve güzellikle davranmayı, onlarla sıcak
ilişkiler içine girilmesini arzular: ?Biz insana ana babasına iyi
davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü anası onu nice sıkıntılarla taşımıştır.
Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce Bana, sonra da
ana babasına şükretmesini tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak Banadır. Eğer
onlar seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi (körü körüne) Bana şirk/ortak
koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin...?
(31/Lokman, 14-15)
Bu âyette de görüldüğü gibi,
şirk konusunda ana baba dahil hiçbir kimseye itaat edilmemesi, ama müşrik bile
olsalar ana babaya iyilik yapılması emredilmektedir. Nitekim Hz. Âişe'nin
kardeşi Esmâ (r.a.)'ya, müşrik annesini ziyâret edip iyilik yapması için Hz.
Peygamber'in izin verdiği bilinmektedir (Buhârî, Hîbe hadis no: 2620; Müslim,
Zekât hadis no: 1003).
Müslüman olmayan ebeveyne de
infak vâciptir; dinleri farklı da olsa, kişi muhtaç olan anne babasına bakmakla
yükümlüdür. Bir müslümanın durumu müsait iken, ana babasını sıkıntı ve zorluk
içinde kıvranır vaziyette bırakması, tabii ki, bir iyilik ve ihsan sayılmaz.
Halbuki Kur'an, her şartta ana babaya ihsan ve iyiliği emretmektedir (2/Bakara,
83; 4/Nisâ, 36; 6/En'âm, 151; 17/İsrâ, 23; 31/Lokman, 14). Allah, akraba ile
ilgisini keseni kötülemiş (4/Nisâ, 1), akrabanın haklarına riâyet etmeyenin
günah işlediğini bildirmiş, yakınları kâfir de olsalar, Allah, bunların
haklarını yakınlarına vâcip kılmıştır.?Akraba ile alâkayı kesen cennete
giremez.? (Buhârî, Edeb, hadis no: 5984; Müslim, Birr, hadis no: 2556) Demek
ki, sevgi, velî kabul etmek, onları sırdaş edinmek başka şeydir; kâfir akrabaya
nafaka temin etmek, onları ziyâret etmek, onlara ihsanda bulunmak ise daha başka
bir şeydir; bunlar birbirine karıştırılmamalıdır.