Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Hem Muhkem, Hem Müteşâbih Kitap.
Hem Muhkem
Hem
Muhkem, Hem Müteşâbih Kitap
Yorumlar Üzerine: Klâsik dönem müfessirlerinin
?müteşâbih' üzerine yaptıkları yorumlar; ilk bakışta, delilsiz, tutarsız ve
çelişkili görülebilir. Oysa, verilen örneklere bakıldığında, biz bu yorumların
hemen tamamının bir noktada birleştiğini düşünüyoruz. Bu durum, konuyu dikkatle
inceleyen kimseye asla uzak kalmayacaktır.
Ancak, konunun daha iyi anlaşılması için, iki
hususu hatırlamamız gerekecektir. İlk husus, Âl-i İmran sûresinin yedinci
âyetinde geçen, kitap ve âyet kavramlarının en geniş delâletiyle
düşünülmesidir. O zaman; hem indirilen, hem de korunan kitapların âyetlerinde
muhkem ve müteşâbih kategorisinden söz edebiliriz. Hatırlatmak istediğimiz
ikinci husus da şudur. Sadece gerçekliği bilinemez olan değil, aynı zamanda,
nihâî maksadı bilinmez olan her âyet de müteşâbih sayılmalıdır. Bu yaklaşım,
ifade tarzı tamamıyla teşbihî olan âyetler ile tedrîcî bir öğretim yapan
âyetleri de müteşâbih kapsamına alacaktır. Bu bakış asla yanlış olmayacaktır.
Çünkü, aşama aşama anlatma yolunda ve mecaz ifadelerinde, nihâî hüküm açısından
elbette bir çeşit belirsizlik söz konusudur.
O zaman, müteşâbih konusu, mutlak gayb içerikli
âyetlerle sınırlandırılmamış olacaktır. Zaten bir şeyi, başka bir şeye benzer
kılma gereği, sadece beşer dilinin, ilâhiyat konuları için kullanılmasından
doğmaz. Aynı zamanda sözün muhâtaplarının, farklı zaman, idrâk, kültür, sezgi,
ilgi ve bilgi seviyelerinden de kaynaklanabilir.
Son iki paragraftan anlaşılması gereken şudur.
Nihâî amacı, -bir anlamda tevili- ilk plânda, beş duyudan birisiyle veya
akılla anlaşılan her âyet muhkemdir. Bunlar, ana âyetlerdir. Nihâî amacı
belirsiz olan diğer âyetler bu analara benzer bilinmelidir. Nihâî amacı
belirsiz olanlar, hem birbirleriyle, hem de o konudaki analarla benzeşirler. Bu
âyetler ancak açıklayıcı bir söz, yol gösterici bir bilgi, tanıtıcı bir kültür
veya kuvvetli bir sezgi ile kavranabilirler.
Âyetler arasındaki benzeşmeyi ifade eden, ?Şbh'
kökü; nitelik, oluş ve sıfatta benzerlik için kullanılmaktadır (Râğıb
el-Isfehânî, Müfredat, ?m-s-l' maddesi, Örnek olarak bkz; 4/Nisâ, 157). Bundan
hareketle şunu söyleyebiliriz. Yalnız başına nihâî bir hüküm belirlemeyen, yahut
elde edilen anlamda bir istikrarsızlık bulunan âyetler, hâricî bir bilgi, derin
bir düşünme veya kuvvetli bir sezgi yoluyla, o konudaki ana âyetlere
benzetilerek; nitelik, oluş ve sıfattaki bilgi netlik kazanacaktır.