Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Hz. İsa'nın Tutuklanma Gecesinde Meydana Gelen Olaylarla İlgili Olarak Görülen Çelişkiler
Hz
Hz. İsa'nın Tutuklanma Gecesinde Meydana Gelen
Olaylarla İlgili Olarak Görülen Çelişkiler:
Dört İncil, Hz. İsa'nın tutuklanma gecesinde
meydana gelen olayları çok geniş bir şekilde anlatmasına rağmen, bu anlatımda
büyük farklılıklar ve çelişkiler vardır. İnciller, Hz. İsa'nın tutuklandığı gece
Yehuda tarafından ele verilişini farklı farklı anlatmaktadır. Hz. İsa'nın o gece
havarileriyle konuşmasını ve vaazını Sinoptik İnciller çok kısa bir biçimde
verdikleri halde, Yuhanna İncilinde bu konuşma ve vaaz dört bölüm halinde çok
geniş biçimde veriliyor. Yuhanna'ya göre Hz. İsa'nın tutuklandığı yer, Kidron
vâdisinin ötesinde bir bahçedir. Kidron vâdisi ismi, diğer İncillerde geçmez.
Yuhanna'ya göre Hz. İsa'yı tutuklamaya gelen Yehuda'nın yanında bir bölük asker
vardı. Hz. İsa, gelenlere kimi aradıklarını sorunca onlar: "Nasıra'lı İsa'yı"
cevabını vermişler, İsa da onlara "İsa benim" cevabını vermiştir. Bu cevabı alan
askerler, geri çekilip korkudan yere düşmüşlerdir. Diğer İncillerde bu yere
düşme olayı yoktur. Bu sırada Petrus, üstünde taşıdığı kılıcı çekerek baş
kâhinin kölesinin kulağını kesmiştir. Ancak, Hz. İsa Petrus'a müdâhale ederek,
"Kılıcını kınına koy" demiş ve ona engel olmuştur (Yuhanna, 18/1-11, s.
113-114). Matta ve Markos İncillerine göre Hz. İsa, Getsemani bahçesinde
tutuklanmıştır. Bu İncillere göre Hz. İsa, öğrencileri ile beraber Fısıh
Yemeğinden sonra Getsemani bahçesine gitmiş ve orada tutuklanmıştır. Luka
İncilinde Kidron vâdisi olmadığı gibi, Getsemani bahçesi de yoktur. Matta ve
Markos'a göre İsa'yı tutuklamaya gelen kalabalık onu tanımamaktadır, onları
getiren Yehuda, Hz. İsa'yı onlara tanıtmak için onlarla gizli bir anlaşma
yapmıştır. Yehuda onlara, "kimi öpersem İsa odur, hemen onu tutuklayın" diye
tenbih etmiştir. Olay da aynen bu şekilde cereyan etmiş, Yehuda, hemen İsa'ya
sarılarak gelenlerin onu tanımalarını sağlamıştır. Bu olay Yuhanna'da hiç
yoktur. Hz. İsa'nın tutuklandığı sırada onun öğrencilerinden, kılıcını çekip
askerlere saldıran kişinin adı Yuhanna'da Petrus olarak geçer, diğer üç İncil'de
isim verilmez. Hz. İsa, Dört İncile göre de tutuklandığı sırada kendi
adamlarının gelenlere karşı kılıç kullanmasına mâni olmuştur. Ancak bu hususta
Luka İncilinde diğer İncillerde bulunmayan bir haber mevcuttur. Bu İncile göre
Hz. İsa, kulağı kesilen kölenin kulağına dokunmak sûretiyle onu tedavi etmiştir
(Matta, 26/47-54; Markos, 14/43-47; Luka, 22/47-51).
Fısıh Yemeğinden sonra tutuklanacağını
havarilerine haber veren Hz. İsa, diğer İncillere göre kendi tutuklanışını
engellemek üzere hiçbir şey yapmamış, askerlere karşı hiç direnmemiştir. Ama
Luka İnciline göre, tutuklanacağını bilen İsa, tutuklanmasını engellemek ve
tutuklamaya gelenlere karşı direnmek için bazı tedbirler almıştır.
Tutuklanacağını öğrencilerine haber verdiği konuşmasının sonunda o,
öğrencilerine şöyle tâlimat vermiştir: "Şimdi kesesi olan onu yanına alsın,
torbası olan onu da yanına alsın, kılıcı olmayan, abasını satıp bir kılıç
alsın... Rab işte burada iki kılıç var dediler. O da onlara, 'yeter' dedi" (Luka,
22/36-38, s. 87). Luka'daki bu ifâdeye göre, Hz. İsa havarilere, kendisini
korumaları için abalarını satıp kılıç almalarını emretmiştir. Nitekim kılıçlı
öğrencilerden biri, tutuklamaya gelenlerden birine saldırarak onun kulağını
kesmiştir. Madem ki Hz. İsa, havarilerine kendisini kılıçla korumalarını
emretmiştir, öyleyse neden kendisini korumak üzere kılıçlarına davranan bu
öğrencilerine engel olmuştur? Öğrencilerine "Abalarınızı satıp kılıç alın ve
beni koruyun" dediği halde, niçin kulağı kesilen adamın kulağını tedavi
etmiştir?
Diğer üç İncile göre Hz. İsa'yı tutuklamaya
gelenler, Ferisîlerin ve baş kâhinlerin adamlarıdır; gelenlerin arasında
Ferisîler ve baş kâhinler yoktur. Ama Luka İnciline göre tutuklamaya gelenlerin
arasında, baş kâhinler, mâbedin koruyucularının komutanları ve ihtiyarlar vardı.
Bu noktada da Luka İncili diğer üç İncil ile çelişkiye düşmektedir. Luka
İncilinde görülen başka bir tenâkuz da Hz. İsa'yı tutuklamaya gelenlerin bizzat
Ferisîler ve komutanlar olmalarına karşılık, bunların Hz. İsa'yı tanımadıkları,
bu yüzden Yehuda'nın öptüğü kişinin Hz. İsa olduğunu anlamaları konusudur. Çünkü
Hz. İsa, mâbedde vaaz etmekte ve sürekli Ferisîlerle münâkaşa etmekteydi. Bu
yüzden Ferisîlerin, mâbedin koruyucularının ve komutanların onu tanımamaları
imkânsızdı. Bu yüzden Yehuda'nın, onlara Hz. İsa'nın yerini gösterdikten sonra,
onu öpmek sûretiyle onlara tanıtmasına ihtiyaçları yoktu.
Hz. İsa nerede tutuklandı, Getsemani Bahçesinde
mi, Zeytin Dağında mı, yoksa Kidron Vâdisinin ötesinde bir bahçede mi? Onu
tutuklamaya gelenler, Hz. İsa'yı karşılarında görüp onun İsa olduğunu anlayınca
dehşete kapılarak geri çekilmiş ve yüzüstü yere düşmüşler mi, yoksa böyle bir
olay meydana gelmeyip Yehuda, Hz. İsa'yı öpmek sûretiyle tutuklamaya gelenlere
onu bu sûrette mi tanıtmıştır? Baş kâhinin kölesinin kulağını koparan kim,
Petrus mu, yoksa başka bir öğrenci mi? Tutuklama gecesinde tutuklamaya gelenlere
karşı koymak ve Hz. İsa'nın tutuklanmasına engel olmak için havariler abalarını
satıp kılıç aldılar mı, almadılar mı? Eğer Hz. İsa onlara kılıç almalarını
söylememişse niçin o anda orada kılıç bulundurmuşlardır? Eğer kılıç almalarını
onlara emretmişse, o zaman oraya gelenlere kılıçla karşı koydukları sırada
öğrencilerine Hz. İsa niçin engel olmuştur? Kulağı kesilen kölenin kulağını Hz.
İsa, tedavi etmiş mi, yoksa etmemiş mi? Bütün bu sorular, "İncillerimiz vahiy
ürünüdür ve bunlar hatasız olarak yazılmışlardır" diyen kimseler tarafından
cevaplanması gereken sorulardır.