Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Geniş Anlamda İrtidâd ya da Riddet Nedir
Geniş Anlamda İrtidâd ya da Riddet Nedir
Geniş Anlamda
İrtidâd ya da Riddet Nedir
Müslüman kişinin, kâfir ya da
müşrik olmasını sonuçlandırabilecek her türlü söz ve eylem, onun aynı zamanda
irtidâdına da neden olabilir. Yani mümin sıfatını taşırken kişi, kâfir ya da
müşrik olmakla, tıpkı düşünüp karar vererek (Allah korusun) İslam Dini'nden
çıkmış gibi olur. Aslında bu bir yorumdur. Çünkü irdidâd da küfür ve şirk gibi
İslam'dan kopmaktır. Riddet, bu ilgiyle ya da daha genel bir anlam taşıyan
küfrün kapsamına girdiği için küfür sayılmıştır. Fakat gerçek anlamda irtidâd:
vaktiyle müslüman iken, sonradan düşünerek ve karar vererek İslam Dini'nden
çıkmaktır.
Gaflet içindeki kimselerin
sorumsuzca sarfettikleri bir sözden, yaptıkları bir eylemden, ya da
gösterdikleri yanlış bir tavırdan dolayı küfre saptıkları, zaman zaman yaşanan
olaylardandır. Bunların mürted olup olmadığına gelince, Çoğunun, yaşadığı bu
gibi hadiselerden sonraki demeçleri, günlük konuşmaları ve genelde tavırları,
bu insanların, her şeye rağmen kendilerini müslüman veya mümin saydıklarını
açıkça göstermektedir. Halbuki mürted böyle değildir. Mürted insan, İslamı
reddettiğini, Onun yerine dinsizliği, ya da başka bir dini tercih ettiğini
açıkça ifade eden veya bu doğrultuda eylem yapan insandır. Örneğin vaktiyle
namaz kılan, oruç tutan, benzeri İslami ibadetleri yaptığı görülen bir
kimsenin, daha sonra bir kiliseye girerek fiilen âyine katılması veya bir
heykel karşısında saygı duruşu göstermesi onun mürted olduğunu kanıtlamak
için yeterlidir. Öyle ise birçok gafil insanın bir an için işledikleri küfür,
genelde riddet anlamını taşımaz.
Elbette ki mürted insan da
netice itibariyle kafirdir. Çünkü İslamı açıkça reddetmiştir. Ancak onun
işlediği suç, küfrün türlerinden biridir. Yani şirk nasıl ki aynı zamanda
küfrün bir alt kümesi ise İrtidâd da aynen öyledir. Fakat mürtedi sıradan
müşrik ve kâfir insandan ayıran ciddi çizgiler vardır. Çünkü genellikle şirk
ve küfür, bir insanın hayatına yanlışlıklarla birlikte girer. Çok kere kişi,
bilinçsiz bir şekilde bu suçu işler. Ama İrtidad böyle değildir. Tıpkı nifak
gibi mutlaka bilinçli işlenen bir suçtur.
İrtidâd hakkında çok iyi
bilgilenmek için önce insanın İslamla nasıl tanıştığı noktasına bakmak gerekir.
Bilindiği üzere insan, ya aile içinde baştan beri müslüman olarak yetişir. Çünkü
müslüman bir anne ve babanın çocuğu olarak doğmuştur; Veya sonradan hidâyete
ererek İslam'a girmiştir. İşte bu her iki tip insan da esasen İslam'la
sözleşmelidirler. Bu sözleşme ebedîdir. Bunu tek taraflı olarak feshedemezler.
İnsanın hayatta feshetme hakkına sahip olamadığı tek sözleşme belki de budur.
Bu ciddi olayın, daha doğrusu bu büyük şerefin bilincine varamamış olmak kadar
insanlıktan yoksun bulunan birçok kimse zaman zaman bilinçsizce küfür ve şirk
çukurlarına yuvarlanırlar. Her şeye rağmen bunların büyük bir kısmı tevbe ve
istiğfar ederek yaptıklarına pişman olurlar. Bunlar, genelde yabancı
kültürlerin etkisiyle şartlanmış pozitivist zümrenin dışında kalan ve
müslüman olduğunun farkında bulunan kimselerdir.
?İrtidâd? olayı, daha çok
bilgisizliğin ya da düşünce kaosunun sonuçlarından olan küfür ve şirkle
karşılaştırıldığı takdirde görülür ki mürted insan, sıradan kâfir ve müşrikten
çok farklıdır. Çünkü irtidâd düşünüp tasarlamayı, ondan sonra karar vermeyi
gerektirmektedir. Böyle bir insan ise son derece bilinçle hareket eden biri
ancak olabilir. İşte bu nedenledir ki geleneksel küfrün ve şirkin yaygın
olmasına karşın irtidâd çok ender rastlanan bir olaydır.
[1]
[1]
Ferit Aydın, İslam'da İnanç Sistemi, Kahraman Yayınları: 190-192.