Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
er-REFÎK
Yeni Sayfa 1
﴿ اَلرَّفِيقُ ﴾
er-REFÎK
İbnu'l-Kayyim nazım olarak der ki:
وَهُوَ الرَّفِيقُ يحبُّ أَهْلَ الرِّفْقِ يُعْطِيهِمْ بِالرِّفْقِ فَوْقَ
أَمَانٍ
?O (Allah), Refîk'dir. Rıfk ehlini (=yumuşak davranan kimseleri) sever.
Hatta onlara, emanın üstünde yumuşak davranmak sûretiyle verir.?
Şeyh Abdurrahman es-Sa'dî, bu beyte yaptığı şerhte der ki: Yüce Allah'ın
isimlerinden birisi de;
?er-Refîk?dir.[1]
?Refîk?
kelimesi,
?Rıfk?
(=yumuşak davranmak/nazik davranmak) kökünden türemişir.[2]
Rıfk,
işlerde acele etmemek ve yavaş yavaş davranmak demektir.
Sertliğin
(=el-Unf) zıddıdır.
Sertlik
kelimesi de, sert davranmak ve acele etmek anlamına gelmektedir.
Musannıf İbnu'l-Kayyim, bu yüce ismi açıklamayı, Resulullah (s.a.v)'in sahih
hadisinde geçen şu sözünden almıştır:
إِنَّ اللَّهَ رَفِيقٌ يُحِبُّ أَهْلَ الرِّفْقِ وَإِنَّ اللَّهَ يُعْطِي عَلَى
الرِّفْقِ مَالَا يُعْطِي عَلَى الْعُنْفِ
?Şüphesiz ki Allah, (kullarına karşı son derece) Refîk'tir. Rıfk ehlini sever.
Sertlik karşılığında vermediğini rıfk karşılığında verir.?[3]
Dolayısıyla yüce Allah, fiillerinde Refîk'tir. Çünkü O, mahlukatını, bir defada
yada bir anda yaratmaya güç yetirdiği halde, hikmetinin ve rıfkının gereği
tamamen tedrici olarak yavaş yavaş yaratmıştır.
Yüce Allah, emretme ve yasaklama hususunda da Refîk'tir. Bundan dolayı da
kullarını, bir defada yapılabilecek zor tekliflere muhatap etmemiştir. Aksine bu
teklifleri, onların nefislerine ve tabiatlarına uygun hale getirinceye kadar
evre evre tedrici bir hareket uygulamıştır. Nitekim yüce Allah, bu tedriciliği;
orucun farz oluşunda,[4]
içkinin haram edilişinde,[5]
riba[6]
ve buna benzer konularda hep uygulamıştır.
İşlerde acele etmeyen kişi, kainat ile ilgili işlerde Allah'ın sünnetullahına[7]
ve işleri kolaylaştırma ile zorlukların üstesinden gelme hususunda ise
Resulullah (s.a.v)'in metoduna uyarak rıfkla ve sükunetle işleri yerine
getirmelidir. Özellikle de insanlara iyiliği emredip kötülükten sakındırırken ve
onları irşad ederken yumuşak davranmak ve ağır başlı olmak son derece önemlidir.
Çünkü insanları hakka davet eden kişinin, insanlara karşı yumuşak ve ağırbaşlı
davranması zorunludur. Nitekim yüce Allah bu konu ile ilgili olarak şöyle
buyurmaktadır:
?İyilikle kötülük bir olmaz, Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle. O zaman
seninle arasında düşmanlık bulunan kimsenin, yakın bir dost gibi olduğunu
görürsün.?[8]|[9]
* * *
[1]
?er-Refîk?
ismi, isim ve fiil olarak Kur'an'da ve Allah'ın
99
ismi ile ilgili hadisin içerisinde geçmemektedir. Allah'ın böyle bir isminin
olduğu, Müslim ve diğer kitaplarda bulunan sahih hadislerde geçmektedir.
(ç)
[2]
Yüce Allah kullarına karşı son derece merhametli ve lütufkardır.
Kullarının da birbirlerine karşı nazik ve yumuşak davranmalarını, kabalık ve
sertlikten kaçınmalarını, hoşgörüyle hareket etmelerini ister.
Rıfk ile
muamele etmek, insanları dostluğa ve kardeşliğe götürür. Aralarındaki
düşmanlıklar, bu sayede son bulmuş olur. (ç)
[3]
Buhârî, Edebü'l-Müfred (472);
Ebû Dâvud, Edeb
10
(4807);
Ahmed b. Hanbel,
4/87'de
Abdullah b. Muğaffel'den; Buhârî, İstitabe
4;
Müslim, Birr
77
(2593)'de
Hz. Aişe'den; İbn Mâce, Edeb
9
(3688);
İbn Hibbân, Sahîh, (555)'de
Ebû Hureyre'den; Beyhakî, Şuabu'l-İmân (8415)'de
Hz. Ali'den; Bezzâr, Keşfu'l-Estâr (1961);
Beyhakî, Şuabu'l-İmân (11065)'de
Enes'ten; Heysemî, Mecmau'z-Zevâid,
8/19'da
der ki: ?Bu hadisi Taberânî rivayet etmiştir. Hadisin senedinde Sadeka b.
Abdullah es-Sümeyn vardır. Ebû Hâtim er-Râzî, bu kişinin sika olduğu
belirtmiştir. Cumhur ise, bu kişinin zayıf olduğunu belirtmiştir. Geri kalan
diğer raviler ise sika kimselerdir.
[4]
Medine'de Müslümanlar ilk önce Aşure orucunu tutmuşlardır (Buhârî, Savm
1,
Hac
47;
Müslim, Siyam
133;
Nesâî, Savm
64;
Ebû Dâvud, Salat
28,
Savm
60;
Ahmed b. Hanbel,
4/5,
6,
6/244,
467),
daha sonra Bakara:
2/183.
âyetin inmesiyle oruç Müslümanlara farz kılınmıştır. (ç)
[5]
İlk önce ?Hurma ağaçlarının meyvesinden ve üzümlerden de içki ve güzel
rızık edinirsiniz? (Nahl:
16/67)
inmiş, daha sonra ?Ey iman edenler! Sarhoş iken namaza yaklaşmayın? (Nisa:
4/43)
âyeti inmiş, daha sonra içkinin zararının faydasından daha çok olduğu ile
ilgili (Bakara:
2/219)
âyet inmiş ve sonun da ?Ey iman edenler! ?İçki', kumar, dikili
taşlar, fal okları ancak şeytanın amelinden birer murdardır...? (Mâide:
5/90)
âyeti inmiştir. (ç)
[6]
Riba (=Faiz) ise, dört merhalede haram kılınmıştır:
1.
Merhale de,
?İnsanların
mallarında artış olsun diye verdiğiniz herhangi bir faiz, Allah katında
artmaz. Allah'ın rızasını isteyerek verdiğiniz zekâta gelince, işte zekât
veren o kimseler, evet onlar (sevaplarını ve mallarını) kat kat
arttıranlardır? (Rûm:
30/39)
âyeti Mekke'de inmiş,
2.
Merhalede,
?Yahudilerin
zulmetmeleri ve birçok kimseleri Allah yolundan alıkoymaları,
yasaklandıkları halde faiz almaları ve insanların mallarını haksız yere
yemeleri sebebiyle daha önce kendilerine helâl kılınan temiz şeyleri haram
kıldık. Onlardan kâfir olanlara can yakıcı bir azap hazırladık?
(Nisa:
4/160-161)
âyeti Medine'de inmiş,
3.
Merhalede, ?Ey
iman edenler! Kat kat arttırılmış olarak faiz yemeyin. Allah'tan sakının ki
kurtuluşa eresiniz? (Âl-i İmrân:
3/130)
âyeti Medine'de inmiş,
4.
Merhalede, Medine'de Ribanın
haram olduğu (Bakara:
2/275-279)'da
belirtilmiştir. (ç)
[7]
Sünnetullah: Biyolojik, fizikî ve toplumsal olaylarda canlıların bağlı
olduğu ilahî yasalardır. Bu yasalar, tamamen Allah'ın emri altındadır. Allah
dilerse bunları değiştirir ve yerine yenilerini koyabilir. (ç)
[8]
Fussilet:
41/34
[9]
Şerhu'l-Kasîdeti'n-Nûniyye, s.
93